Binlerce kişiyi sualtıyla tanıştırdı

Derin Dalış Merkezi, verdiği eğitimlerle sualtı sporlarının yalnızca Ege ve Akdeniz’de değil Karadeniz’de de yapılabileceğini gözler önüne seriyor.

Batı Karadeniz Bölgesi’nin ilk kayıtlı dalış merkezi olan Derin Dalış Merkezi, verdiği eğitimlerle sualtı sporlarının yalnızca Ege ve Akdeniz’de değil Karadeniz’de de yapılabileceğini gözler önüne seriyor. kobiden.com`dan Sevil Aşkar`ın haberine göre; merkezin 2003’te Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nun denetlemelerinden geçerek bölgenin ilk kayıtlı dalış merkezi unvanını aldığını anlatan dalış eğitmeni Volkan Demircioğlu, 1-2-3 yıldız dalıcı, serbest dalış ve zıpkınla balık avı, sualtı arama kurtarma, sualtı fotoğrafçılığı gibi konularda eğitimler vererek, binlerce kişiyi sualtı ile tanıştırdıklarını vurguladı.

Üniversitelerle birlikte çalışmalar yürütüyoruz

“Elindeki imkanlar sebebiyle Türkiye’nin ender taşınabilir dalış merkezleri arasında yer aldığımızdan faaliyet alanlarımız oldukça geniş” ifadelerini kullanan Demircioğlu, bu kapsamda Bülent Ecevit Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi ile birlikte Filyos’ta sualtı arkeolojik çalışmaları yaptıklarını söyledi. Demircioğlu ayrıca, Ereğli’de sportif dalışlar, arama kurtarma eğitimleri, Düzce Üniversitesi ile birlikte Akçakoca’da Düzce araştırma çalışmaları, İkinci Dünya Savaşı U-20 Batık Alman Denizaltısı dalışları, Kefken- Kerpe Bölgesi’nde turistlere yönelik dalış etkinlikleri düzenlediklerini belirtti.

Dalışlarda dikkat edilmesi gerekenler unutulmamalı

Dalış eğitiminin yasal ve yetkili kuruluşlardan alınması gerektiğinin altını çizen Demircioğlu, ayrıca mutlaka ilgili kurumun sertifika seviyesinin müsaade ettiği dalışları düzenlemesi gerektiğini vurguladı. Demircioğlu, “Dalışlar, kesinlikle seviyeleri yeterli en az iki kişi tarafında gerçekleştirilmeli. Karada, bot veya teknede görevli kişiler de bu dalışı gözlemlemeli. Dalış yapılacak bölge, olası acil durumlarda hızlı müdahale için sahil güvelik, jandarma ve liman başkanlıklarına bildirilmeli” diye konuştu.

Günümüzde sualtı sporlarının meraklılarının artmasına karşın, ne yazık ki bu sporların halen “zengin sporu” olarak görüldüğüne dikkat çeken Demircioğlu, “Oysaki günümüzde bir cep telefonu fiyatına bütün sualtı malzemeleri alınabilmekte. Ayrıca bu malzemeler cep telefonu gibi seneden seneye değiştirilmesine gerek kalmadan yıllarca kullanılıyor.

Aslında işin zor tarafı bizim gibi turizm bölgesinde olmayan dalış merkezlerinin artan yakıt, amortisman, kira ve kendini yenileme faaliyetlerinin çok daha masraflı ve zor oluşu, esas meslek kolu olarak değil birincil meslekler tarafından desteklenen ve çok fazla kar etmemesine rağmen ayakta tutulmaya çalışılan pozisyonda olması. Bu spor kolunda faaliyet gösteren merkezlerin desteklenmesi hem ülkemiz vizyonunun artması hem de vatandaşlarımızın sosyal aktiviteler sayesinde yaşam kalitelerinin geliştirilmesi açısından önemli bir yer tutmasına sebep olacak” dedi.