Güncelleme Tarihi:
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, "FETÖ ile mücadelede bir yanlış varsa düzelteceğiz" dedi.
Yıldırım konuşmasında şunları söyledi:
"Millete hizmet için siyaseti hep bir araç olarak gördük. Bizler siyasetin millete hizmet için önemli bir araç olduğunun bilincinde olarak siyasi hayatımızda altın sayfalar yazan bu muhteşem kadroyu, siz yol arkadaşlarımın her birini tebrik ediyorum.
PKK tarafından şehit edilen Van Özalp İlçe Başkan Yardımcımız ve Dicle İlçe Başkanımıza Allah'tan gani gani rahmet diliyorum. Bütün teşkilatlarımıza başsağlığı diliyorum. Şehit olan kardeşlerimizin aileleri bize emanettir. Bu hain terör örgütü bu yol arkadaşlarımızı alçakça şehit etti. Hem de çoluk çocuğunun, eşinin gözü önünde bu alçaklığı yaptılar. Burada söz veriyorum, dökülen her damla kanın hesabını tek tek soracağız.
'MEMLEKETİ ONLARA DAR EDECEĞİZ'
Terörist destekçileri nefes alamayacak. O hainler kaçacak delik, yaşayacak alan bırakmayacağız. Memleketi onlara dar edeceğiz. Bu kardeşlik bağını asla ve asla koparamayacaklar. Türkiye'nin bütün kutsal değerlerine inanlar için ölüm bir yenilgi değildir. Bu ülkenin bütün şehitlerine Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum.
'FETÖ'NÜN OYUNUNA CHP ALET OLUYOR'
Anamuhalefet partisi başta olmak üzere FETÖ gerçeğini anlamamak için direnen küçük bir kesim olduğunu görüyoruz. Siyaseten abesle iştigal. CHP'nin mağduriyet edebiyatı söyleminin ne kadar sıkıntılı olduğu açık. Bu söylem FETÖ'nün yeni bir oyunudur. CHP'nin buna alet olması üzüntü vericidir. 15 Temmuz kahramanları bunu asla hoş karşılamayacak. Bu tavır FETÖ'nün sinsi yöntemlerine hizmet eder. Bir mağduriyet lafı tutturup ancak terörün hanesine kazanç olarak kaydolur. Terörle mücadelede en küçük yalpalama bu millete maliyeti yüksek bir fatura olarak geri dönecektir.
'4 ARALIK'TA ABD'YE GİTTİ'
MİT krizi, ondan sonra gezi olayları ve dershaneleri kapatacağız deyince geldi kafa tuttular. ‘Dershaneleri kapatırsanız sizin için iyi olmaz.’ Aynen böyle dediler. Ne olacak kardeşim? ‘Görürsünüz.’ Cumhurbaşkanımız o zaman başbakan, 'hadi dışarı' dedi, 'defolun gidin bildiğinizi arkanıza koymayın’
17 Aralık'ta biz bunu yaptık, tavrımızı ortaya koyduk. Bu bir terör örgütüdür, adını koyduk. Peki siz ne yaptınız? yerel seçimlerde kol kola girdiniz. Canlı şahidiyim arkadaşlar. O ablalar abiler kendilerini parçalıyor, CHP'ye HDP'ye oy taşımak için gecesini gündüzüne kattı. O zaman neredeydiniz? O zaman anlayamadınız mı siz? Tamam biz diyelim ki önceden anlayamadık. Biz 17 Aralık'ta tehlikeyi gördük, tavrımızı net koyduk.
4 Aralık'ta heyet gönderdi CHP Amerika'ya. Oturdular yediler içtiler nasıl işbirliği yaparız onu konuştular. 4 Aralık, 17 Aralık. Bunu da ayıplamıyorum, hadi onu da kabul edelim. 17 aralık'tan sonra hala bunlarla birlikte hareket edeceksin. 15 Temmuz'u da göreceksin yaşayacaksın, yani pes. Diyecek bir şey yok. Millete havale ediyorum.
Şehitlerimizin gazilerimizin vicdanına bunları havale ediyorum. Bunlara sahip çıkmak milletin geleceğini milletin 15 Temmuz'da ortaya koyduğu bu kahramanlığa karşı en büyük saygısızlık.
Bu siyaset değil. Siyasetimizi meydanlarda yapalım. Vatandaşa ne anlatacaksak anlatalım, ama bu ülkeyi yıkmak isteyenlere arka çıkmak hiçbir şekilde, hiçbir şeyle izah edilemez. Yol yakınken sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yanlıştan dönmesini bekliyoruz. Yenikapı ruhuna bağlı kalmasını, milletin huzurunda verdiği sözlerin arkasında olduğunu görmek istiyoruz.
'ANAYASA TEKLİFİMİZİ GETİRECEĞİZ'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısını kabul ediyoruz. Anayasa değişikliği önerisini Meclis'e getireceğiz. İster 330'la geçsin ister 367 ile çıkan sonucu millete götüreceğiz. Her türlü millete soracağız.
15 yıldır yeni anayasa yeni anayasa. Sakız gibi çiğneniyor. Yeter, artık milleti bununla meşgul etmeyelim. Sayın Bahçeli’nin çağrısını aynen kabul ediyoruz ve diyoruz ki kısa sürede Meclis’e yeni anayasa teklifimizi getireceğiz. Mevcut parlamenter sistemin zaman zaman istikrarı sağlıyor olmasına rağmen, büyük bir zaman diliminde de zayıf iktidarlar nedeniyle Türkiye’nin dertlerine çözüm üretemediği de bir gerçektir.
Son dönem demokrasi tarihimize bakın, tek başına iktidarların olduğu süreler, 50-60, 80-90 buralarda büyüme istikrarla devam ediyor. Kalkınma devam ediyor, ticaret bütçe milli gelir artmaya devam ediyor. Ama koalisyon döneminde bu kazanımlar maalesef heba ediliyor. Onun için sürekli güçlü bir siyasi iradeyi oluşturacak, istikrarı kalıcı hale getirecek bir sistem değişikliği Türkiye’nin vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Bu sadece istikrar için değil, birliğin beraberliğin de sağlamlaşarak devamı açısından elzemdir. Bugüne kadar anlaşılan 60 madde başta olmak üzere, diğer eksik kalan maddeleri de AK Parti grubu hazırlayacak Melis’e getirecek ve onayına sunacak. Meclis ister 367 ile, ister 330 ile kabul etsin, her iki halde de son onayı millete götüreceğiz. Böylece artık yıllardan beri devam eden bu sistem tartışmasını, bu kör dövüşü sona erdireceğiz. AK Parti sorunları torunlarına devreden bir parti değildir. Sorunları çözen partidir.
'CUMHURBAŞKANIMIZ İLE ARAMIZA KİMSE GİREMEZ'
Bu muhabbeti kimse zedeleyemez. Cumhurbaşkanımızla aramıza hiç kimse giremez. Cumhurbaşkanımız partimizin kurucusudur. Halkın büyük bir oranla seçtiği cumhurun başıdır. Türkiye sevdalısıdır, tabi ki cumhurbaşkanımız en uyumlu şekilde çalışacağız. Bizi uyumsuz gibi göstermeye çalışanların her zaman hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmaz olacaktır. Türkiye artık karanlık tuzaklar kurularak teslim alınacak bir ülke değildir. Türkiye artık bölebilecekleri bir ülke hiç değildir. AK Parti Türkiye’dir, Türkiye AK Parti’dir. Bugüne kadar başarılarımızın altına hep birlikte imza attık. Uzun ancak kutlu yolculuğumuzda hepimizin, hepinizin yolu da bahtı da açık olsun.