Güncelleme Tarihi:
Burak TAŞÇI - Hurriyet.com.tr Ekonomi Servisi
Türkiye ekonomisinde mali ve parasal disiplin duruşu korunmaya çalışılıyor. Ekonomi odakları topyekun enflasyonu düşürmeye yönelik hamlelerde bulunurken düzenleyici kurumlar da buna göre aksiyon almaya devam ediyor.
Yüzde 70’e dayanan yıllık enflasyonun Haziran ayından itibaren baz etkisi nedeniyle düşmesi beklenirken yatırım araçları tarafında ve kredilerde genişleme devam ediyor.
Faizlerin yüksek olmasına rağmen kredi iştahı henüz kesilmedi ve kredi-kredi kartı kullanımlarında ılımlı artış sürüyor.
Altın ithalatına kota getirilmesiyle birlikte cari açıkta gerilemeler görülmeye başlandı.
Döviz kurlarında ise yükseliş hız kesti ve zirveden küçük geri çekilmeler görülmeye başlandı.
Borsa İstanbul tarafında her geçen gün yeni rekorlar kırılmaya başlandı ve yabancı yatırımcı girişinin de başladığı ifade ediliyor.
ABD EKONOMİSİ TAKİP EDİLİYOR
ABD enflasyonunun yüksek seyretmesi Fed’in faiz indirme patikasına girmesine engel oluyor. Fed Başkanı Jerome Powell, verileri inceleyerek faiz indirime gideceklerini ve hedeflerinin kalıcı yüzde 2’lik enflasyonun oluşması olduğunu belirtiyor. Bu nedenle ABD’de faiz indirimlerinin gelmesinin yıl sonunu bulacağı piyasalar tarafından bekleniyor. ABD’de faizlerin düşmesiyle birlikte doların güç kaybına uğrayacağı ve bunun neticesinde farklı yatırım araçlarında hareketlenmeler görüleceği de öne sürülüyor.
Uzman isimler borsa, altın, döviz için beklentilerini açıkladı.
İşte uzman görüşleri…
“HİSSE SENEDİNE İLGİ ARTMAYA DEVAM EDECEK”
Cemal Demirtaş – Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı
2023 genel seçimlerinin ardından başlayan olumlu trend, Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından yeniden ivme kazanmaya başladı. Hükümetin, rasyonel makroekonomik politikalara dönmesi ve enflasyonla mücadele konusunda kararlı olduğunu göstermesi, yerel seçim sürecinde de kararlı tutumundan ödün vermemesi, piyasalar tarafından olumlu karşılandı. Politika faizleri yüzde 50 seviyelerine ulaşırken, mali politikalarla da ekonomi programının desteklendiğini görüyoruz. Önümüzdeki aylarda -Mayıs’ta tepe yapmasının ardından- özellikle Temmuz’dan itibaren enflasyonun gerilemeye başlaması, 2025 yılına ilişkin olarak daha olumlu beklentilerin oluşmasını da destekleyecektir. Önümüzdeki 3-5 aylık dönemde, iç talepte yavaşlama, enflasyonda düşüş ve özellikle Avrupa’daki toparlamanın katkısıyla ihracattaki artış ekonomide normalleşmenin sinyallerini verecektir. Sıkı para politikası devam ederken, TL varlıkların cazip olmaya devam edeceğini ve seçici olmak kaydıyla hisse senedine olan ilginin de artmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
“BİST’TE 15 PUAN GÜNDEME GELEBİLİR”
Yerel seçimler öncesinde BIST100 endeksi, 6 ay kadar 7.500-9.500 aralığında seyretti ve 2023 yılındaki 4.500-8.500 rallisinin ardından, Borsa atılan adımların etkilerini izlemeye koyuldu. Yerel seçimlerin ardından 4 yıl daha seçim olmayacağı beklentileri ve ekonomiye olan güvenin yerli ve yabancı yatırımcı nezdinde artmasıyla BIST100 endeksinin önü de açıldı. Ekim 2023 strateji raporumuzda 12 aylık BIST100 endeks hedefimiz 11.000 idi. Bu seviyelerin, beklediğimizden daha erken yakalanabileceğini düşünüyoruz. Henüz 12 aylık hedefimizi güncellemedik fakat doğru politikalar izlenmeye devam ederse, yabancı yatırımcının ciddi mânâda gelmesi durumunda 15.000 endeks seviyeleri dahi gündeme gelebilir.
“ORTA DOĞU’DAKİ GERİLİM TİCARETİ, TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR”
ABD’deki enflasyonun düşmemesi ve Orta Doğu’daki gerilim, global ekonomi ve fon akışları açısından da önemli risk faktörleri olarak sıralanabilir. Orta Doğu’da gerilimin artması, bölgesel ticareti ve turizmi de olumsuz etkileyebilir. Mevcut durumda, Orta Doğu’daki gerilimin kontrol altında kalabileceği eğilimi daha yüksek ihtimal görünüyor. ABD’de yılın 2. yarısında seçimlerin olacağını gözönüne alırsak, işsizlik oranlarındaki gelişmelere göre faiz indirimlerinin gündeme gelebileceğini fakat FED’in faiz indirimi konusunda aceleci olmayacağını düşünüyoruz.
“ONS ALTINDA 2100-2300 DOLAR ARALIĞINDA SEYİR OLABİLİR”
Altın için kısa vadede ons bazında 2.400 dolar seviyesinden dönmüş olabileceğini ve orta vadede 2.100-2.300 aralığında seyredebileceğini düşünüyoruz.
“TÜRK LİRASI DOLAR KARŞISINDA REEL OLARAK DEĞER KAZANACAK”
Dolar kurunun genel seviye olarak beklentilerimizin altında seyrettiğini söyleyebiliriz. Haziran sonu 34,5 ve yıl sonu 40 TL varsayımıyla modellerimizi oluştururken, Dolar/TL’nin, TCMB’nin döviz alımlarına rağmen 32 TL civarında seyrettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde Dolar/TL nominal olarak yükselse de yüksek faizleri düşündüğümüzde TL’nin reel olarak değer kazanmaya devam etmesini bekliyoruz.
“HİSSE FONLARINA İLGİ OLABİLİR”
Fon sepeti, kıymetli madenler, para piyasası, altın ve borçlanma araçları fonlarında stopaj oranı yüzde 0’dan yüzde 7,5’a yükseldi. Öte yandan, değişken, karma, eurobond, yabancı, dış borçlanma ve serbest fonlarda stopaj yüzde 10 olarak korundu. Aynı zamanda, hisse senedi yoğun fon, katılım hisse senedi yoğun fon ve serbest hisse senedi yoğun fonlarda stopaj oranı yüzde 0 olarak korundu. Önümüzdeki dönemde de yine hisse senedinin stopaja tâbi olmaması, hisse senedi fonlarını ve yatırımlarını destekleyici olarak değerlendirilebilir.
“POZİTİF HAVAYI ABD ENFLASYONU BELİRLEYECEK”
Eral Karayazıcı - Inveo Portföy Fon Yönetim Müdürü
Pozitif havanın asgari 8-9 ay daha süreceğini düşünüyorum. Temposunu, ne kadar ve ne ölçüde ara negatif akım içereceğini ABD enflasyonunun düşüş hızı belirleyecektir.
Aslında ABD enflasyonu 2 yıla yakın süredir geriliyor. Sorun son aylarda direnç katılık göstermesi ve düşüşün devam etmeyişi.
Ben önümüzdeki 1-2 çeyrek içinde ABD ekonomisinin yavaşlaması ile bir sorunun oradan kalkacağı ve enflasyonun düşmeye devam edeceği görüşündeyim.
“BİST’TE YIL SONUNDA 15500 PUANA YÜKSELİŞ GÖRÜLEBİLİR”
Aslında son 2 haftada bir miktar kar realizasyonları olsa da sene başından bugüne küresel fonlar BIST’te alıcı ve ben bu eğilimi yılın devamında da sürdüreceklerini ve endeksin yaz aylarında 12,000 yıl sonunda 15,500 puana yükselme potansiyeli olduğunu düşünüyorum.
Ancak önümüzdeki dönemin geçmiş örneklerden farklı olarak ailece yükseliş yerine hisse senedi bazında doğru tercihlerin sonuç vereceği hatalı kararların üzeceği bir parkura sahne olması daha olası.
“HİSSEDE BELİRLİ AĞIRLIĞI AŞMADAN YATIRIM YAPILMALI”
Gerek borsanın gerek altın vb… geleneksel enstrümanların artık çok önemli bir rakibi var; mevduat. TRY bazında (stopaj sonrası) yüzde 4 kadar getiri sunan bu seçenek güçlü bir alternatif maliyet unsuru.
Bugün 100 TRY ile mevduat yapan bir yatırımcı yılsonunda kapitalini 132 yapma şansına sahip.
Evet BIST 15,500 olursa bu elbette reel yüzde 17 (155 / 132) getiri anlamına gelir ve mutlak şekilde de mevduatın üzerine çıkar. Ancak bu bir potansiyel / garanti bir getiri değil. Bu nedenle özenli tercihlerle ve belirli bir ağırlığı aşmadan hisse senedi yatırımı gerçekleştirilmesini daha rasyonel buluyorum.
“ORTA DOĞU’DAKİ GELİŞMELER PİYASALARI ETKİLEMİYOR”
Orta Doğu piyasalar üzerinde etki göstermiyor. İçine İran ve ABD’yi alacak bir savaş çıkması riski masaya gelmedikçe bence bu durum değişmez. Peki bu risk masaya gelebilir mi derseniz; ABD seçimi sonrası 2025 yılında mümkün ancak 2024 yılının konusu olacağını düşünmüyorum. ABD enflasyonu piyasalar için en belirleyici faktör olmayı sürdürecek ve beklenti üzeri her veri negatif ara akımları tetiklemeye devam edecektir.
“ALTINDAKİ YÜKSELİŞİN SEBEBİ ÇİN”
Altın Çin talebi ile yılın ilk beş ayında dolar bazında yüzde 12 değer artışı kaydetti. Bunu tersten okursak Çin’in altın sevdasına son vermesi en önemli risk. Bu risk gerçekleşir mi derseniz bence görünen gelecekte zor ve ons altının yılın kalan bölümünde yüzde 8-10 kadar daha artış kaydetmesi daha olası. 3000 dolar olamaz mı derseniz 2024 özelinde ben o ölçüde güçlü bir artış olacağını sanmıyorum.
“DOLARIN GETİRİSİ MEVDUATIN ALTINDA KALIR”
Mart ayında kaydettiği primin yarısını geri veren USDTRY dört haftadır yatay seyrediyor.
Ben bir süre sonra TCMB’nin alımlarıyla ılımlı hızda (aylık yüzde 2-3 arası) bir artış trendinin başlayabileceğini ancak sağlayabileceği TRY getirinin mevduatın altında kalacağını düşünüyorum.
“BORSA DIŞINDA GERİYE FIRSAT KALMIYOR”
Rıdvan Baştürk - Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu
BİST’teki pozitif görünümün hikayesi reel getiriyle alakalı bir durum. Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin istenildiği gibi düşürülememesi buna karşın TCMB’nin faiz artırım sürecini yüzde 50 seviyesinde sonlandırmış olmasının etkisiyle cazip bir reel getiri ortamı oluşmuyor. Dolar kurunun hareket ettirilmemesi, altın fiyatlarının az çok aynı yerlerde kalması ve bunlara ek olarak yüksek kredi faiz oranları nedeniyle araç ve konut gibi alanlarda da kaçış alanı pek kalmadı. Hal böyle olunca geriye borsa dışında pek bir fırsat kalmıyor. Mevcut konjonktürde borsaya olan talep enflasyon var olduğu sürece daha doğrusu reel getiri cazip hale gelene kadar sürecektir.
Yabancıların gelmesi için başka konularda gelişmelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. O konuda henüz zemin ve şartların uygun olmadığını söyleyebilirim. Özellikle kur tarafının serbest bırakılması durumunda ilginin artabileceğini düşünüyorum. Bu tarz enflasyonist ortamlarda piyasa enstrümanlarının hangi seviyelere ulaşabileceğini kestirmek zordur. Fakat mevcut teknik görünümde 10.700/10.800 bölgesinin kritik eşik olarak izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
“ENDEKSTE GERİ ÇEKİLMELERDE AĞIRLIK ARTIRILABİLİR”
Yukarıda bahsettiğim görüşümde, borsa için enflasyonist ortamın da etkisiyle talebin süreceğini düşündüğümü belirttim. Fakat burada bazı durumları ayırt etmek gerekiyor. Türkiye’de kredi faizleri oldukça yüksek seviyedeki zaten bunun çok önceden bu şekilde olması gerekiyordu. Bu yüksek faiz ortamında iç talep belirli noktada soğuyacaktır. Bu nedenle hisse seçimlerinde bunun hesaba katılması gerekiyor. Daha çok dış talebe bağlı bir arayışın sağlıklı olacağını düşünüyorum. Portföylerde hisse senedi ağırlığı ne çok fazla ne çok düşük olması gerekiyor. Burada yüzde 40 bandında bir pozisyonlanmanın uygun olacağını düşünüyorum. Özellikle endekste yaşanabilecek geri çekilmelerde ağırlık artırılabilir.
“ORTA DOĞU’DA TANSİYON YÜKSELMEDEN ORTADAN KALKIYOR”
Ortadoğu’da yaşanan gerilimin genel anlamda piyasaları bozduğunu düşünmüyorum. Çünkü yaşanan artan tansiyon daha fazla büyümeden hemen ortadan kalkıyor. Son olarak İran-İsrail konusu birkaç gün gündemi işgal ettikten sonra bir anda ortadan kayboldu. Bu nedenle bu gelişmelerin kısa vadede anlık fiyatlamalar dışında bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.
“ENFLASYON DÜŞERSE FAİZLER DE AŞAĞI ÇEKİLİR”
ABD’de de bize benzer bir enflasyon sorunu var. Tabii ki enflasyon oranı bizimle karşılaştırılamaz fakat orada da enflasyonu hedefe indirme konusunda endişeler var ve bu güven giderek kayboluyor. ABD’deki enflasyon endişeleri faizin de yukarıda kalmasına neden oluyor. Bu yılın başında Fed’in 6-7 kez faiz indirme beklentileri kısa zaman içerisinde 1’e düştü. ABD faizlerinin yüksek kalması bizim gibi ülkeler için dolaylı olarak negatif bir durum. Gelecek süreçteki en azından bu yıldan sonraki süreçten bahsediyorum enflasyonun düşmesi küresel faizleri de aşağı çekecektir. Bu durum bize pozitif yansıyacaktır fakat bunun daha çok zamanı olduğunu düşünüyorum.
“GRAM ALTINDA YUKARI YÖNLÜ POTANSİYEL SÜRÜYOR”
Gram altın 2500 TL seviyelerini gördükten sonra yaklaşık 100 TL düşüş yaşadı. Bu düşüşte ons altının 2400 dolar seviyelerinden 2300 dolar altına inmesi etkili oldu. İran-İsrail gerilimi fiyatları yukarı çektikten sonra, bu tansiyonun azalması fiyatları tekrar aşağı çekti. Gram altın değerlendirmesi yapılırken hem ons altın hem dolar kurunu analiz etmek gerekiyor.
Ons altın hem jeopolitik riskler hem de Fed’in bir aşamada faiz indirimine başlayacağı beklentileriyle güçlü duruyor. Bu faiz indirim süreci beklenenden çok uzun sürecek olsa da fiyatlamalara yansıyor. Ons altında geçtiğimiz haftalardaki gibi hızlı yükselişler biraz geride kalsa da geri çekilmelerde alım talebini hızlı bir şekilde geldiğini görüyoruz. Mevcut görünümde 2280/2260 dolar bandı üzeri kalındığı sürece ons altında yukarı potansiyelin sürecektir. Dolar kurunda ise yatay ve hacimsiz yapının sürmesini fakat yılın son çeyreğinde bir yukarı atak gelmesini bekliyorum. Bu iki durumu hesaba kattığımızda gram altında da yukarı potansiyelin sürdüğünü ve geri çekilmelerde alım fırsatlarının gelebileceğini düşünmüyorum. Kısa vadedeki düşüşler, orta vade için alım fırsatı verebilir.
“DOLARDA HAREKETSİZLİĞİN DEVAMINI BEKLEYEBİLİRİZ”
Dolar kurunda yaklaşık 10 haftadır oldukça hacimsiz ve yatay bir görünüm var. Fiyatlar genel görünümde neredeyse hiç hareket etmiyor. Burada serbest bir yapıdan bahsetmek zor. Yaz aylarına girdiğimiz için bu süreçte ülkeye döviz girişi de olacağını düşünürsek kurdaki hareketsizliğin devam etmesini bekleyebiliriz. Anlık düşüşler gelebilir fakat bu tarz düşüşler hem bireyseller hem kurumsallar tarafından ve hatta TCMB tarafından alım talebiyle karşılanacaktır. Yukarı yönde sert bir hareketin de olmayacağını düşünüyorum. Bu nedenle bir süre daha bu görünüm devam edecektir. Burada yılın son çeyreğine doğru bir hareketlenme görebiliriz.