Güncelleme Tarihi:
ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı gümrük tarifelerinin yankıları sürüyor. ABD belli başlı ürünlerin ithalatına yönelik birçok ülkeye gümrük tarifeleri uygulamaya başlamış, dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin için açıklanan yüzde 145'lik ithalat vergisi adeta ticaret savaşının fitilini ateşlemişti. Çin de ABD'ye aynı şekilde yüzde 125'lik vergi koyarak karşılık vermiş ve ABD'nin ihtiyaç duyduğu nadir elementlerin ihracatına kısıtlama getirmişti.
Piyasalar bu açıklanan tarifeler sonrası sarsıldı. Bu gelişmeler üzerine ABD Başkanı Trump birçok ülke ile tarifeler konusunda müzakerelerde bulunulduğunu açıkladı. Bunun yanında ticaret savaşının taraflarından olan Çin ile görüşmeler yapılacağını açıklayan Washington yönetimi, ABD Ticaret Bakanı Scott Bessent ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer'in Çin'li mevkidaşları ile bir araya geleceğini duyurdu.
İNGİLTERE İLE TİCARET ANLAŞMASI
Tüm bu gelişmeler devam ederken Trump "Büyük ve saygın bir ülkenin temsilcileriyle yapılacak önemli bir ticaret anlaşması imzalayacağız" diyerek tüm dikkatleri üzerine çekti. Bunun üzerine dün Washington yönetimi Birleşik Krallık ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı. Anlaşma sonrası alüminyumdan otomotive birçok ürün için konulan vergiler karşılıklı olarak hafifletildi.
ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer'in duyurdukları ticaret anlaşması, küresel bir ticaret savaşının önüne geçilmesi yolunda önemli bir adım olarak yorumlanırken Wall Street'te endeksler yükseldi.
'ENDİŞELERİ ORTADAN KALDIRABİLİR'
İnveo Portföy Fon Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, anlaşmanın etkileri için "pozitif" olarak nitelendiriyor. ABD ve Birleşik Krallık arasında imzalanan anlaşma için "ABD’nin İngiltere ile sağladığı anlaşma Çin hariç diğer ülkelerle de makul anlaşmalara gideceğine yönelik bir sinyal olarak okunabilir." ifadelerini kullanıyor.
Karayazıcı "Önümüzdeki haftalarda benzer haberler ile karşılaşmamız ve küresel resesyon yaşanması ve küresel enflasyonda büyük sıçrama gerçekleşmesi endişelerinin ortadan kalkması kuvvetle muhtemel." şeklinde sözlerini sürdürüyor.
'ÇİN İLE ANLAŞMA ZOR'
ABD dünyanın ikinci ekonomisi Çin'e uygulanan vergiler bazı kalemlerde yüzde 145'e ulaşmıştı. Açıklanan vergiler otomotiv sektöründen teknolojiye kadar Çin'de üretim yapan birçok batılı şirketi zor durumda bıraktı. Çin ve ABD arasındaki ticaret geçen yıl yaklaşık 585 milyar dolara ulaşırken uzmanlar tarife savaşının uzun vadede küresel istihdamı olumsuz etkileyeceği ve resesyona neden olacağı görüşünde.
Eral Karayazıcı ABD-Birleşik Krallık anlaşmasından sonra Çin ile de bir anlaşmanın imzalanıp imzalanmayacağı konusu hakkında "ABD’nin Çin ile de makul bir anlaşmaya imza atması zor. " dedi.
Piyasa uzmanı "Çünkü Amerika, Çin’in gelişiminden rahatsız ve bunu frenlemekte kararlı görünüyor. Bu iki ülke elbette köprüleri atmayacak ve zaman alsa da "eh işte" tadında zoraki bir sulh sağlanacaktır." ifadelerini kullanıyor.
'FED ACELE ETMEYECEK'
Karayazıcı "Çin dünya ekonomisinde büyük bir yere sahip." derken sözlerini şöyle sürdürüyor:
Makul anlaşma zeminin dışında kalmasının dünya ekonomisine iz düşümünü görece daha ılımlı bir büyüme olarak göreceğiz.
Yine ABD-Çin hattı nedeniyle enflasyon 2022 benzeri bir sıçrama göstermeyecekse de, geçici ölçülü bir artış yaşanabilir.
Büyüme ılımlı da olsa sürerken enflasyonda göreli artış Fed’in faiz indirimlerinde acele etmemesine sebep olacaktır.
TÜRKİYE'YE ETKİSİ NASIL OLUR?
Karayazıcı anlaşmanın Türkiye'ye olan etkileri hakkında "Türkiye ABD’nin dış ticaretindeki payı düşük olduğu için tarife savaşından direkt önemli bir etki görmüyor." derken "Ancak bu sürecin Türkiye üzerinde dolaylı etkisi son derece yüksek." ifadelerini kullanıyor. Karayazıcı anlaşmanın Türkiye'ye etkilerini şu şekilde sıralarken sözlerini de sonlandırıyor:
Öncelikle global risk alma iştahı borçlanma maliyetleri üzerinde belirleyici oluyor.
İkincisi Avrupa bu savaşta önemli bir taraf ve Türkiye ihracatının yaklaşık yarısını Avrupa’ya yapıyor.
Müşteriniz mutsuz olursa siz de mutsuz olursunuz.
İngiltere ile olduğu kadar kolay ve hızlı olmayacaksa da ben ABD ile AB’nin de makul bir zeminde anlaşacağını ve bunun da Türkiye ekonomisi ve piyasaları üzerinde etkisinin pozitif olacağını düşünüyorum