Güncelleme Tarihi:
“Ortadoğu’da yaşanan her gelişme, jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi ekonomik ve ticari anlamda doğrudan etkiliyor” diyen Ufluoğlu, “Özellikle bölge ülkelerine ihracat yapan KOBİ’ler ciddi risklerle ve belirsizliklerle karşı karşıya. Çatışma halinin uzaması bölgeyi sürekli diken üstünde tutacaktır. Bölgedeki sıcak çatışma ticaret yollarını güvensiz hale getirecek ve tedarik zincirlerini tehlikeye sokacaktır. Tüm bu gelişmelerden Ortadoğu ve Hürmüz Boğazı’nı içine alan Körfez bölgesinin istikrarsızlığı sonucu ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.
ZİNCİRLEME ETKİ BEKLENTİSİ
Bunun da başta ticaret olmak üzere lojistik, ulaştırma, turizm sektörlerine olumsuz etkileri kaçınılmaz olacağına işaret eden Ufluoğlu’nun konuşmasında öne çıkan diğer satır başları şu şekilde:
“İran üzerinden yapılan kara ve hava taşımacılığının sekteye uğramasından, teslimat sürelerinin uzamasından, petrol ve enerji fiyatlarındaki yükselişin maliyetleri artırmasından ve bankacılık sistemine yönelik yaptırım halinde nakit akışının kesintiye uğramasından endişeliyiz.
Bölgesel çatışmalar, yatırım kararlarının ertelenmesine ve ticaret ilişkilerinin geçici olarak askıya alınmasına neden olabilir. KOBİ’ler için bu belirsizlik ortamı, özellikle kısa vadeli planlamalarda güçlük yaratmaktadır.
Bu süreçte, KOBİ’lerimizin dayanıklılığını artırmak ve riskleri minimize etmek için bölgesel çeşitlilik içeren dış ticaret stratejilerine yönelmeleri önem arz etmektedir.
Ayrıca kamu kurumlarının ve ilgili bakanlıkların, KOBİ’lere yönelik bilgilendirici ve yönlendirici çalışmaları artırması, sürecin daha az hasarla atlatılmasına katkı sağlayacaktır.
Enerji ve ham madde tedarikinde yaşanabilecek aksamaların yol açacağı maliyet artışı, iç pazarda da zincirleme etki yaratabilir.
Petrol ve enerji fiyatlarının yüksek seyrini koruması enflasyonla mücadeleyi zorlaştırır.
Bölgesel risklerle sınanan KOBİ’lerimizin faiz indirim süreciyle finansmana erişim beklentisi de haliyle uzamaktadır. Bu tür kriz dönemleri alternatif pazarlara yönelme, dijitalleşme ve üretim verimliliğini artırma gibi teknik altyapıyı güçlendirme adına bir fırsat olabilir.”