Güncelleme Tarihi:
Mayıs ayına kadar rekor üzerine rekor kıran altın, soluksuz yükselişini sonlandırsa da dünyanın önde gelen bankaları altın fiyatları için iyimserliğini koruyor. ABD merkezli çok uluslu banka Citi, Birleşik Krallık merkezli Standard Chartered ve ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs’tan sonra Bank of America’dan da altın fiyatlarındaki yükselişin süreceğine yönelik yeni tahmin geldi. Buna göre Bank of America, 2025 sonunda ya da 2026 başında ons altının 4 bin dolara ulaşabileceğini öngördü. Ekim ayında 3 bin dolarlık bir hedef açıklayan bankanın yeni projeksiyonunun daha iddialı olması dikkat çekti. Bankaya göre jeopolitik riskler, yatırım talebindeki artış ve ABD’nin mali durumu bu yükselişi destekleyebilir.
4 BİN DOLAR BEKLENTİSİ
Geçen hafta değerli metallerin tümü, dolar endeksindeki sınırlı yükseliş ve piyasalarda artan risk iştahının etkisiyle değer kaybetti. Analistler, ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin Trump döneminde uygulanan karşılıklılık esaslı tarifeleri iptal etmesinin, yatırımcıları yeniden riskli varlıklara yönlendirdiğini belirtti. Temyiz kararına piyasa tepkisinin sınırlı kaldığını ifade eden analistler, tamamlanan haftada güvenli liman varlıklara olan talebin zayıf seyrettiğini ve bunun fiyatlar üzerinde baskı oluşturduğunu kaydetti. Bu gelişmelerin etkisiyle değerli metallerin tümü değer kaybederken, ons bazında fiyatlar, platinde yüzde 3.5, altında yüzde 2, paladyumda yüzde 2.4 ve gümüşte yüzde 1.5 azaldı. Ancak yine de uzun vadede altın fiyatlarında yükseliş beklentisi hakim.
Bankanın küresel emtia araştırma direktörü Francisco Branch, CNBC’ye yaptığı açıklamada, altının şu an bir düzeltme sürecinden geçtiğini ancak uzun vadeli görünümün hâlâ yükseliş yönünde olduğunu söyledi. Branch, “İçinde bulunduğumuz konsolidasyon süreci birkaç ay sürebilir. Ancak ikinci yarıdan itibaren veya 2026’ya doğru 4 bin dolar seviyesi aşılabilir” dedi.
Konsolidasyon süreci, genellikle varlık fiyatının uzun süre yatay seyretmesi ya da düşük volatilite sergilemesi olarak tanımlanıyor. BoA analistleri, altın fiyatlarının 4 bin doları görebilmesi için yatırım talebinin yıldan yıla en az yüzde 18 artması gerektiğini belirtiyor. Bu oran kulağa yüksek gelse de 2016 ve 2020 yıllarında bu seviyenin üzerine çıkıldığını hatırlatıyorlar.
YUKARI YÖNLÜ REVİZYON ARTTI
Öte yandan, uluslararası bankaların altın fiyatlarındaki yükselişin süreceğine yönelik tahminler gelmeye devam ediyor. Son olarak Citigroup, geçen hafta altın tahminine yukarı yönlü revizyona gittiğini duyurmuştu. Son analiz notunda banka, 12 Mayıs’ta belirlediği 3 bin - 3 bin 300 dolar aralığını 3 bin 100 - 3 bin 500 dolar bandına çıkardığını duyurdu. Gerekçe olarak da ‘yükselen ticaret tarifeleri’ ile ‘artan jeopolitik riskler’ gösterildi.
Birleşik Krallık merkezli Standard Chartered da altın için uzun vadeli yükseliş beklentisini koruyor. Banka, gelecek 1 ila 3 ay arasında düşüş yaşayacağını, bu sürecin sonunda yeniden yükseliş eğiliminin başlayacağını öngördü Buna göre banka, gelecek 6 ila 12 ay içinde merkez bankalarının yeniden artacak olan talebiyle birlikte altın fiyatlarının 3 bin 500 dolar seviyelerine ulaşabileceğini öngörüyor.
ENFLASYONA KARŞI ALTIN TAVSİYESİ
ABD merkezli yatırım bankası ve finansal hizmetler şirketi Goldman Sachs analistleri de uzun vadeli yatırım stratejilerinde enflasyona karşı koruma arayışında olan yatırımcılara altın ve petrol pozisyonlarını artırmalarını tavsiye etti. Daan Struyven’in de aralarında bulunduğu analiz ekibinin hazırladığı raporda, geleneksel hisse-tahvil portföylerinin riskten korunma açısından zayıfladığı ve yatırımcıların daha dirençli varlık arayışında olduğu vurgulandı. Rapora göre, son dönemde ABD tahvillerinin klasik ‘güvenli liman’ işlevini yerine getirmekte zorlandığı ve hisse senedi piyasalarındaki geri çekilmelere karşı etkisiz kaldığı belirtildi. Aynı zamanda ABD’nin yükselen borç seviyesi ve faiz yükü, kurumsal güvenilirliğe ilişkin soru işaretlerini artırdı. Bu gelişmelerin, özellikle altın gibi alternatif varlıkların cazibesini güçlendirebileceği ifade edildi. Analistler, son 12 aylık dönemlerde hisse senedi ve tahvillerin reel getirilerinde yaşanan negatif seyre dikkat çekerek, aynı dönemlerde altın ve petrol gibi emtiaların pozitif reel getiriler sunduğuna işaret etti. Bu bağlamda, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirerek uzun vadeli volatiliteyi azaltabileceği aktarıldı.