Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de süt sektörü, tarım ve hayvancılık sektörünün en kritik kollarından biri olarak hem üreticiler hem de tüketiciler için büyük önem taşıyor. Temmuz 2025 itibarıyla çiğ süt fiyatlarının ne kadar olacağı, özellikle artan üretim maliyetleri nedeniyle üreticilerin en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor. Ulusal Süt Konseyi (USK), çiğ süt referans fiyatlarını belirlerken genellikle üç aylık periyotlarla fiyatları güncelliyor. Peki, Temmuz 2025 çiğ süt litre fiyatı ne kadar oldu? Çiğ süt fiyatları belli oldu mu?
Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Ocak 2025 tarihinde %3,6 yağ ve %3,2 protein içeriğine sahip çiğ inek sütü için litre başına net 17,15 TL tavsiye fiyatı açıklamıştı. Bu fiyat, çiğ süt desteği hariç üreticinin eline geçecek tutarı ifade ediyor. Ancak, Temmuz 2025 itibarıyla yeni bir fiyat güncellemesi bekleniyor. USK’nın üç aylık periyotlar halinde fiyatları yeniden değerlendirme politikası gereğince, Temmuz ayı için yeni bir fiyat belirlenmesi öngörülüyor. Ancak, resmi bir açıklama henüz yapılmadı.
TÜSEDAD, 1 Temmuz 2025 itibarıyla sıcak çiğ süt için litre başına en az 21 TL fiyat talep etti. Dernek, bu fiyatın sürdürülebilir üretim için bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Artan yem fiyatları, enerji maliyetleri, işçilik giderleri ve veteriner hizmetleri gibi unsurlar, çiğ süt üretim maliyetini litre başına 19,60 TL seviyesine çıkardı. TÜSEDAD, bu maliyete %20’lik bir kâr marjı eklenerek soğutulmuş çiğ süt için 23,52 TL, sıcak çiğ süt için ise 21 TL fiyat önerdi. Bu fiyatların piyasada uygulanması halinde, süt ürünlerinin tüketici fiyatlarında da artış bekleniyor.
TÜSEDAD, yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeren sıcak çiğ sütün litre fiyatının en az 21 TL + soğutma ve hizmet bedeli şeklinde belirlenmesini talep ederken, bu fiyatın artan yem, enerji, işçilik ve bakım maliyetleri karşısında üretimin sürdürülebilirliği açısından kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.
TÜSEDAD tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Üretici üretmezse, gıda sanayi işleyemez, lojistik sektörü taşıyacak ürün bulamaz, perakende zincirleri raflarını dolduramaz, tüketici sağlıklı ve yerli gıdaya erişemez, ithalat zorunluluğu artar ve ekonomik denge bozulur.”