Paylaş
Koronavirüsle mücadelede pandemi başlangıcından beri üçüncü olan bu mali yardım paketinde miktarın 1.9 trilyon dolar olması bekleniyor. Demokratların, senatoda cumhuriyetçilerin de desteğini alması gereken paketin ABD vatandaşlarına 1.400 dolarlık çekler vermesi düşünülüyor. 2020 yılının ilk çeyreğinde onaylanan mali paket ile her vatandaşa 1.200 dolar, yılın sonunda imzalanan paket ile ise kişi başı 600 dolar ödeme yapılmıştı. Geçtiğimiz yılda mali paket olasılığının ABD borsalarında coşkuyla karşılanması geleneği bu sefer bozulmuş oldu. Henüz borsalarda veya altında sert bir fiyatlama izlemedik.
Harcamaların büyük oranda durduğu, dolayısıyla gelirlerin de eridiği bir ABD ekonomisinde maliye politikasının kalan tek çözüm yolu vatandaşların ceplerine direkt para transferi yapmak. Zira ekonomiler büyük oranda kapandı, bildiğimiz haliyle -başta hizmet sektörü olmak üzere- işler, maaşlar, harcamalar ve ekonomi zincirleme bir şekilde erimeye başladı.
1980’de inşası başlayan küresel neo-liberal finansal düzende tıkanıklıklar pandemi ile artarak devam etti. ABD başta olmak üzere Kanada, İngiltere ve Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinin hükümetleri Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarına oranla çok büyük miktarlarda bütçe harcamaları yaratan mali paketlerle ekonomilerini canlandırmak için uğraşıyor. Koronavirüsle birlikte birçok ülkede durma noktasına gelen ekonomik harcamalar, İngiltere ve Almanya’nın 2021’in Şubat ayına kadar tam kapanmaya gitmesi örneğinde olduğu gibi büyük maliye politikaları hamleleriyle hızla daralan ekonomilerin ayakta tutulması için devletlerin mücadelesini tetikledi.
Gelişmiş ekonomilerin yaptığı ve yapmaya devam etmek zorunda olduğu harcamaları ile majör merkez bankalarının sonu gelmeyen finansal varlık alımları ve bilanço büyütmeleri, ilk yıllarında altın fiyatlarını yukarı fırlatan olguydu. Son yıllarda bu harekete kimileri tarafından ‘dijital altın’ olarak adlandırılan Bitcoin de eklendi. 2021’nin başında Bitcoin fiyatı 29 bin dolardan 40 bin dolara kadar yükseldi. Bitcoin fiyatının 2010’lu yılların başında 100 dolar seviyelerinde olduğunu da hatırlatalım.
Temel felsefesinde merkez bankalarında olduğu gibi ‘merkezi otorite bulunmayan’ bir para birimi olan ve bu fikirle destekçi toplayan kripto paralardaki fiyat sıçrayışının, küresel ölçekte merkez bankalarının itibari para arzlarını fütursuzca artırdığı ve gelişmekte olan ülkelerin sonu gelmeyen mali politikalarla desteklediği bir döneme denk gelmesi tesadüf değil. Devletlerin güvencesinde olan itibari para birimlerinden (Dolar, Euro, Pound, TL…) kaçınmak ve kendini olası bir enflasyon dalgasından korumak isteyen geleneksel yatırımcıların altına, risk algısı yüksek olan yatırımcıların ise Bitcoin’e yönlendiğini görüyoruz. Bana kalırsa, Bitcoin yatırımcısının 2021 yılının başından itibaren yaşanan gelişmeler ışığında ekstra temkinli davranmasında fayda var. Zira diğer yazımda söylediğim gibi, Bitcoin varlıkları sıfıra indiği gün karşılarında bir muhatap bulamayacaklar.
Pandemi kaynaklı başlayan ve yakın gelecekte bitecek gibi gözükmeyen para ve maliye politikaları devam ettikçe altın fiyatlarında yön yukarı olacaktır. Bu sırada kriptolarda da artış devam edebilir. Ancak bu hafta başı İngiltere’nin finansal otoritesi, ortasında Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, sonunda ise Fed başkanı Powell, hep bir ağızdan kripto paraların sıfıra inebileceğini ve bu piyasaların regüle edilmesi gerektiğini söylediler.
Merkez bankaları eş zamanlı para birimlerini dijitalleştirmeye başladı. Merkez bankaları kendi Blockchain teknolojilerini kullanmaya başladıkça ve regülasyon tartışmaları arttıkça, kripto dünyasının ‘altın’ günlerinin geride kalmış olma ihtimalini göz önünde tutmakta fayda var.
Paylaş