Paylaş
Türkiye’de uzun bir süredir reel getiri tartışması var. Reel getiri hesabı kabaca, şu anki mevcut faiz oranı ile 12 ay sonrası için beklenen enflasyon oranı arasındaki fark olarak hesaplanabilir. Reel getiri yabancı yatırımcı için bir şey ifade etmez ancak yerli yatırımcı için önemlidir. Özellikle döviz tevdiat hesapları (DTH) dediğimiz döviz mevduatlarının son dönemde rekor seviyelere ulaşması da bu sebepten kaynaklı. Eğer reel getiri yüksek kalırsa DTH’larda çözülme görürüz. Ancak yatırımcı bu reel getiri az bulursa DTH’lara kaçış devam edecektir.
Mevcut enflasyon yüzde 12.15 seviyesinde. Ocak ayı için yayınlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) beklenti anketine baktığımızda 12 ay sonrası için beklenen enflasyon yüzde 9.54 seviyesindeydi. Yuvarlarsak yüzde 2.6 oranında bir reel getiriden söz edebiliriz. Bu oranın yeterli olup olmadığını, benzer ülke reel getirileri ile kıyaslayarak ve CDS (kredi İflas riski) primlerini hesaba katarak anlayabiliriz. Bunu sonraki yazılarımda değerlendireceğim.
Bu yıla küresel anlamda büyük sıkıntılarla başladık. ABD-İran savaş riski bitti derken Çin’de başlayan ve dünyaya yayılan virüs tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu tarz küresel bazda risk iştahını düşürecek olaylarda genelde gelişmekte olan ülke para birimlerinden kaçışlar görürüz. Burada pozitif veya negatif ayrışmayı ise reel getiriler ve iç riskler belirliyor. Bu süreçte TL tarafında negatif ayrışma yaşandığını söyleyemeyiz. Ancak enflasyona ilişkin gelişmeler olumsuza dönmeye başlarsa ve faiz silahı bu konuda yetersiz kalırsa gelecek dönemde riskler oluşabilir. Özellikle yurtiçinde son dönemde yapılan zamların enflasyona etkisi önemli olacak. Muhtemelen şubat ayında ocak ayına göre yüksek bir enflasyon göreceğiz. Bu süreçte TCMB’nin iletişim dili önemli olacaktır. Nasıl ki enflasyon düşerken faiz indirimi yapıldıysa, enflasyonda olası bir sert yükselişte reel getiriyi korumak için faiz artırımı yapılabileceğinin mesajının da piyasalara verilmesi gerekiyor.
Son dönemde dolar kurunda temel gelişmelerden ziyade teknik görünümün daha net bir görüş açısı sağladığını söyleyebiliriz. Aşağıdaki grafikten de görüleceği gibi günlük bazda yeşil renk ile takip ettiğimiz yukarı yönde kanal hareketi mevcut. Bu kanalın dip noktası mevcut durumda 5.85 TL’den geçiyor. Günler ilerledikçe bu dip nokta da yükselecektir. Bu teknik görünüm bize, 5.85 TL üzerinde kalındığı sürece dolar kurunda teknik görünümün yukarı olduğunu gösteriyor. Yukarıda ise 5.99 TL/6.00 TL bandı ilk direnç konumunda. Bu bölge geçilirse TL için nispeten zayıf bir bölgeye geçilmiş olacak ve bu aşamada 6.15 TL seviyesi izlenecektir.
Her ne kadar dolar kurunun yükselmesi ithal girdi fiyatları ve dolayısıyla enflasyon görünümü için olumsuz olsa da ihracat gelirleri açısından olumlu olacaktır.
Paylaş