Paylaş
Başta kamu bankalarının önderliğinde daha sonra nispeten özel bankaların da devreye girmesi ile kredi talepleri yanıt bulmaya başladı ve neticede toplam paket miktarı 240 milyar TL seviyesine ulaşmış oldu. En son olarak da 1 Haziran 2020 Pazartesi günü itibariyle açıklanan ekonomiye destek paketi ile özellikle otomotiv, konut, dayanıklı tüketim malları ve turizm sektöründe canlanmanın teşvik edilmesine dair önemli bir adım atılmış oldu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yayınlanan Haftalık Bankacılık Sektörü Verileri’ne göre özellikle 10 Nisan haftasından itibaren olan trende baktığımızda toplam kredi portföyünde sert bir yükseliş görebiliyoruz. Bu da gösteriyor ki; ekonomi kalkanı destek paketi çerçevesinde sağlanan kredi imkanlarından hem hanehalkları hem de ticari işletmeler büyük ölçüde fayda sağlamışlar.
Verilerin detayına baktığımızda görüntü şu şekilde…
Toplam TL ve YP Kredi Portföyü 10 Nisan’dan 15 Mayıs’a kadar olan dönemde yüzde 6,83 oranında artış göstererek 3 milyon 138 bin 957 TL rakamına ulaşmış. TL kredi portföyü ise aynı dönemde yüzde 9,39 oranında artış göstererek 1 milyon 989 bin 183 TL rakamına ulaşmış.
Analizimizin bundan sonraki kısmını biraz daha basitleştirmek ve mesajın anlaşılabilir olması için sadece TL krediler için yapacağız.
TL tüketici kredileri (taşıt+konut+ihtiyaç) yüzde 4,14 oranında artış gösterirken taşıt kredileri sadece yüzde 0,03 oranında artarken konut kredileri yüzde 0,23 oranında gerilemiş. Peki bu yüzde 4,14 artış nasıl olmuş? İhtiyaç kredilerine baktığımızda aynı dönemde gerçekleşen yüzde 8,41 oranındaki artış bize gösteriyor ki kredi portföyünün büyümesini asıl tetikleyen; hanehalkının acil ihtiyaçlarının giderilmesi, belki de mevcut borçlanmalarının kapatılması için kullanılan kredilerden kaynaklı olmuş.
İşin ticari boyutuna baktığımızda ise artışın daha da büyük olduğuna şahit oluyoruz. Taksitli ticari krediler başlığı altındaki kredilerde (taşıt+konut+ihtiyaç) büyümenin yüzde 22,5 oranında olduğunu görüyoruz. Burada da şöyle benzer bir görünüm var ki; ticari nitelikteki taşıt alımları için kredi portföyü sadece yüzde 0,12 artıp, işyeri amaçlı konut kredileri yüzde 4,22 oranında daralma gösterirken ticari nitelikteki ihtiyaç krediler yüzde 24,6 gibi yüksek oranda artmış. Bu da bize gösteriyor ki aynı hanehalkında olduğu gibi ticari işletmelerde de önemli derecede bir nakit ihtiyacı gündeme gelmiş.
Neticede şu kanıya varmış olduk; hem hanehalkı hem de ticari işletmeler ekonomi kalkanı destek paketi kapsamında nakit ihtiyaçlarını gidermek konusunda talepte bulunmuşlar ve bu durum da kredi portföyünü büyüten ana etken olmuş. Ticari işletmeler tarafında bu durumu daha da destekler nitelikte bir veri olarak KOBİ kredileri portföyünün de aynı dönemde yüzde 17,8 kadar büyüdüğünü söyleyebiliriz.
Devlet yönetimi de özelikle Türkiye’nin lokomotif sektörleri arasında yer alan otomotiv ve konut tarafındaki durgunluğun kredi portföyüne yansımasını da net olarak görmüş durumda ki bugün açıklanan destek paketleri ile bu kalemlerde de birtakım büyümelerin önünü açmış oldu.
Bu konuda bir destek de Aktif Rasyosu’nun yeniden düzenlenmesi olarak BDDK tarafından 29 Mayıs 2020 tarih 9042 sayılı Karar ile gelmişti. Yeni düzenlenen aktif rasyosu ile Bankalar özellikle Kobi’lere yönelik kredilerin kullandırılması, proje finansman kredileri ve ihracat kredilerinin kullandırılması konusunda daha yüksek bir risk iştahına sahip olacaklar. Hatta 3 aydan kısa vadeli kredilerin rasyoya dahil edilemeyecek olması ile kullandırılacak krediler daha çok uzun vadede firmalara destek veren türden olacak.
Dolayısıyla parasal genişleme politikalarının tam gaz devam etmesi, takibe atılması gereken kredi dosyalarının ekonomi kalkanı destek paketi kapsamında ileri tarihlere ötelenmesi, mevcut kredi borçlarının vade uzatımı yapılarak yapılandırılması; bunlara ilaveten yeni açıklanan kredi destek paketi ve Aktif Rasyosunun Bankaların kredi kullandırmasını daha teşvik edici şekilde revize edilmesi, Bankaların yeni kredi destek paketi kapsamındaki yüksek iştahları içinde bulunduğumuz dönemi kredi kullanmak konusunda tam da doğru zaman olarak işaret ediyor.
Son olarak makro veriler açısından da bir zamanlama değerlendirmesi yaparak tamamlayalım.
Covid-19 salgını sonrası oluşacak global negatif etkilerin en belirgin şekilde ikinci ve üçüncü çeyreklerde kendisini göstermesi bekleniyor. Bugün açıklanan kredi destek paketi tam da ikinci çeyrek sonuna denk geldiği için ekonomide yaratılacak hareketlenme kendisini özellikle üçüncü çeyrek verilerinde pozitif olarak göstererek özellikle inşaat sektörü, konut satışları ve otomotiv satışlarına destek ile ticaretin de canlanmasına yardımcı olacaktır. Dolayısıyla Türkiye’nin önünde 2020 yılına dair büyüme rakamlarında yine dünya ekonomilerinden pozitif yönde ayrışması fırsatı söz konusu.
Paylaş