Paylaş
Bu hafta Amerika, Avrupa ve Avustralya Merkez Bankalarının toplantı tutanaklarının yayınlanmasına ilaveten; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Çin, Endonezya, Tayland ve G.Afrika Merkez Bankaları da faiz oranları kararlarını açıklayacak. Ayrıca ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın bu hafta içerisinde yine konuşmaları olacak ve bu konuşmalarında gerek parasal genişleme gerekse diğer enstrümanların kullanımı hakkında söylemlerinin olup olmayacağını takip edeceğiz.
İç piyasa açısından şüphesiz en önemli konu perşembe günü yapılacak TCMB Para Politikası Kurulu toplantı sonrasında açıklanacak faiz oranı kararı olacak. TCMB en son 100 baz puan faiz oranı indirimine gitmiş ve politika faiz oranını 8,75 seviyesine çekmişti. TCMB’nin faiz oranını sabit mi tutacağı, yoksa yine bir indirime mi gideceği, giderse bunu ne kadarlık bir oranda yapacağı en önemli merak konusu. Piyasa tarafından bir diğer merakla beklenen konu da TCMB’nin swap hamlesine dair bir açıklama yapılıp yapılmayacağı yönünde. Hatta faiz oranı kararına dair basın açıklamasında swap hamlesine ilişkin de birtakım mesajların verilip verilmeyeceği de satır aralarında aranacak.
Hazır yeri gelmişken ve 8 Mayıs itibariyle TCMB tarafından güncel olarak Haftalık Para ve Finansal İstatistikler açıklanmış iken şu rezerv konusuna da bir açıklık getirmek zamanlama açısından uygun olacaktır zira TCMB’nin döviz rezervleri ve rezervlerin kamu ve özel sektör borç yükümlülüklerini yerine getirme potansiyeli son zamanlarda gündemde sıkça yer tutan önemli yer tutan konu.
TCMB’nin rezervleri hakkında bilgiye geçmeden önce; Brüt rezerv nedir ? Net rezerv nedir ? Hangisini dikkate almak lazım ? Hemen kısaca bir hatırlamakta fayda var. Olabilecek en basit anlatım ile el altında tutulacak kaynak bir bilgi olarak vermeye çalışalım.
Brüt rezervler; TCMB’nin rezervlerinin toplamıdır. Hatta daha da basit bir ifade ile TCMB’nin toplam döviz birikimidir. Yabancı para varlıklardan ve altından oluşur. Yabancı para borçların ödenmesi için ihtiyaç olunan kaynak da işte bu brüt rezervlerdir. Brüt rezervlerin içinde; Bankaların TCMB’de tutmak zorunda oldukları zorunlu karşılıklar da yer almaktadır. Bankalar yükümlülüklerine karşılık olarak belirli oranlarda parayı TCMB nezdinde zorunlu karşılık olarak bulundurmak zorundadır. Bir nevi TCMB’ye verdikleri emanet niteliğindeki paradır. İşte brüt rezervlerden Bankaların bu zorunlu karşılıklarını düştüğümüz zaman kalan tutara da net rezerv diyoruz. Ayrıca gündemde sıcak konu olmasa nedeniyle değinecek olursak da, swap anlaşmaları kapsamında takas olunan dövizler de yine toplam rezervler içerisinde yer almakla birlikte brüt ve net hesabında hangi kalemde yer alacağı farklı yaklaşımlara konu olabilmektedir.
Peki hangisini baz alacağız ? Brüt mü ? Net mi ?
Küresel ekonomilerde kullanılan ölçümlemelerde ve yayınlanan çoğu raporda brüt rezerv ya da net rezerv ayrımını genellikle görmeyiz. Merkez Bankası rezervi denildiğinde, bilinir ve öyle anlaşılır ki bu rakam brüt rakamdır. Finansal değerleme açısından da konuyu ele alacak olursak, sadece TCMB Bilançosu ile sınırlı kalmadan düşünecek olursak, şirket büyüklüklerinde; ciro, toplam satış hacmi, ülkelerin bütçelerinde ise toplam gelir kalemleri ilk etapta bakılan öne çıkan göstergelerdir. O halde brüt rakamı bir tarafa koyup aslında net rakama bakmak lazım şeklindeki görüşleri yorumlarken ana başlığın “rezerv” olduğunu belirtebiliriz. Ayrıca brüt ve net rakam arasındaki emanet olan bu kısım rezervler, yine de Merkez Bankası’nın serbestçe kullanabileceği dövizlerdir.
Şimdi bir adım ileriye gidelim. Peki son açıklanan rezerv rakamları nedir ?
8 Mayıs tarihinde açıklanan haftalık para banka istatistiklerine göre TCMB’nin toplam rezervleri önceki haftaya kıyasla 410 milyon dolar azaldı ve 85 milyar 833 milyon dolar oldu. Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 308 milyon dolar azalışla 51 milyar 149 milyon dolara indi. Brüt döviz rezervleri, 30 Nisan'da 51 milyar 457 milyon dolar seviyesindeydi. Dolayısıyla rezervlerde yılsonuna göre -%19,2 oranında azalma oldu. Toplam rezervler döviz ve altın rezervlerinden oluşuyor. Altın rezervleri yıl sonuna göre %37 oranında artmış iken döviz rezervleri ise -%37,04 gerilemiş. Yani TCMB döviz satmış, altın almış.
Tamam da, neden bu kadar önemli bu rezerv konusu ?
Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusundaki temel görev ve yetkileri arasında ise “ülke altın ve döviz rezervlerini yönetmek” yer almaktadır. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı sağlama hedefi yolunda döviz likiditesi bulundurması gereklidir. Bunun için de döviz birikimini artırması gereklidir. Tedbirli bir politika güdülmesi için önemlidir. Yabancı sermaye girişlerinin aniden durması, ülkenin gelir kalemlerinde bütçelenmemiş azalmalar olması, bankaların yabancı para likit pozisyonlarının kötüleşmesi ve döviz kurlarında aniden meydana gelen çalkalanmaları yatıştırmak için rezerv politikası çok önemlidir.
Döviz birikimi artar ve tatmin edici seviyelerde bulunursa o zaman yabancı yatırımcılar nezdinde Türkiye dış borçlarını ödemek konusunda herhangi bir risk ile karşı karşıya olmayan ve dışsal şoklara kapalı ve korunaklı bir ekonomi olarak görülür. Bunun sonucunda CDS primleri geriler ve ülkeye yabancı yatırımcının gelmesinde artış beklenir.
İşte o meşhur “piyasalara güven vermek” kavramı da tam burada karşımıza çıkıyor.
Yabancı yatırımcının gelmesi ile birlikte borsada alımlar artar, şirket hisselerin değerleri yükselir. Yabancı yatırımcılar devlet tahvilleri alarak ve Hazine’ye kaynak aktarılmasında rol oynarlar. Bu durumun sürekli olmaması halinde ise sıcak para akışı dediğimiz trafik gözlemlenir, yani yabancı yatırımcının gelip parasını TL’ye çevirip yatırım yapması sonra da tekrar parasını kendi dövizine çevirip çıkması durumu. O halde TCMB rezervlerinin yeterli olmasının ülkeye sıcak para girişinin artması ve kalıcı olmasına dahi ne kadar pozitif katkı yaptığını da görmüş olduk. Faydası say say bitmez.
Bu durumda şu anda Türkiye ekonomisi açısından bakıldığında iç ve dış piyasa bir haber bekliyor. TCMB’den bir swap hamlesi !
Başka bir yolu yok mu peki bu rezervleri artırmanın ?
Elbette ki var. Rezervler Türkiye’nin özel sektör uzun vadeli kredi borcu olan 177 milyar doların ödenmesinde ihtiyaç olunacak. Hatta onun öncesinde; 1 yıl içerisinde ödenmesi gereken özel sektör borcu (36,8 milyar dolar) ile kısa vadeli kredi borcu (7,6 milyar dolar) toplamı 44 milyar dolar. Diğer borçlar da ilave edildiğinde sözkonusu borç yükümlülük toplamı 100 milyar doların bir hayli üzerine çıkıyor. 8 Mayıs tarihli TCMB tarafından açıklanan veriyi yine hatırlayacak olursak döviz rezerv rakamı şu anda 51,4 milyar dolar.
Ekonomi yönetiminin swap hamlesi haricinde; dış borç alma, mevcut borcun yeni bir vade yapısı ile yapılandırılması, IMF’ye gidilmesi, eldeki ABD tahvillerinin FED’e geri satılması, doğrudan yatırım çekilmesi gibi seçenekleri var.
Bu seçenekler içerisinden hangilerinin seçilmeyeceği de aslında Hükümet yetkilileri ve TCMB tarafından net olarak birkaç defa ifade edildi. Şimdi geriye kalan seçenekler içerisinden hangisinin tercih edileceği konusunda haberleri ilgiyle bekliyoruz.
Paylaş