Munzam karşılıkların etkileri

Hikmet BAYDAR

Haberin Devamı

Merkez Bankası, zorunlu karşılıkları artırmasıyla ilgili 1 Nisan 2011 tarihli resmi gazetede yayınlanan tebliğe göre, Türk Lirası zorunlu karşılık oranları vadesiz, ihbarlı mevduatlar ve özel cari hesaplar için yüzde 12`den yüzde 15`e, 1 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (1 ay dahil) için yüzde 10`dan yüzde 15`e, 3 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (3 ay dahil) için yüzde 9`dan yüzde 13`e, 6 aya kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları (6 ay dahil) için yüzde 7`den yüzde 9`a çıktı.
 
Ayrıca, mevduat/katılım fonu dışındaki diğer yükümlülükler için yüzde 9`dan yüzde 13`e yükseltilirken, 1 yıla kadar vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları için yüzde 6, bir yıl ve bir yıldan uzun vadeli mevduatlar/katılma hesapları ve özel fon havuzları ile birikimli mevduatlar/katılma hesapları için yüzde 5, olarak sabit tutuldu.

Peki, bu ne demek?

Dikkatlice bakıldığında kısa vadeden uzun vadeye doğru munzam karşılıkların bir düşüş eğiliminde olduğunu 15’lerden 5’lere doğru bir azalan yapı oluşturduğunu görüyoruz. Kısacası TCMB kısa vadeli kaynak maliyetini önemli bir seviyede artırarak bankalara yükümlülük vadenizi uzatın mesajı vermiştir. Bilindiği gibi bankalar kısa vadeli mevduatlarla uzun vadeli devlet tahvillerini fonlamak zorunda kalmakta ve son derece riskli bir şekilde vade riski almaktadırlar. TCMB artık buna son verin mesajı vermiştir.

Piyasalarda karşılıkların artmasıyla kaynak maliyeti arttı ve faizler yükselecek söylemleri konuşulmaktadır. Bu ciddiye alınmamalıdır. Neden mi? Şöyle ki; Global piyasalarda likidite bolluğu var, yani para arzı son derece fazla ve bankalar kısa vadeli kaynak olarak mevduat yerine uzun vadeli sendikasyonlara pekala yönelebilirler. Bu durumda kısa vadeli kaynak maliyet artışı NET MEVDUAT FAİZLERİNİ AŞAĞI İTECEKTİR.

Dolayısıyla bu durum kısa vadeli bono faizlerinin düşmesine yol açabilir. Mevduat faizlerini bankalar yeni maliyete göre hesaplamak ve verilecek net faizi tekrar açıklamak durumundadırlar. Burada önemli bir konu, bankalar mudilerini kaybetmemek için onları daha uzun vadeli mevduat yatırmaya razı etmek zorunda olmalarıdır. Zira kısa vadede verilecek net faiz maliyet nedeniyle düşecektir.

Bu durumun piyasalara yansıması nasıl olacaktır diye sorduğumuzda; önce kısa vadede durup mevcut düşük faizi beğenmeyen paranın hareketine bakmamız gerekecektir. Son günlerde TL’nin değer kazanması en azından bu paranın ülkeden çıkmayacağını bize göstermiştir. Daha sonra kısa vadeli enstrümanlarda faiz düşüşü (bono ve tahvillerde) gözlemleyebiliriz. Mevduattan kısa vadeli enstrümanlara kayış olacaktır. Sonra da getiriye göre kısa vadeden daha uzun vadeye geçme eğilimini gözlemleyebiliriz.

Bu arada vade uzaması piyasalarda daha fazla istikrarlı bir havanın oluşmasına zemin hazırlayacağından hem bankacılık sektöründeki vade riskinin çözümüne katkıda bulunacak hem de istikrarlı görünümünü güçlendirerek daha uzun vadeli düşünen yatırımcıları Türkiye’ye çekecektir.

Saygılarımla,

Hikmet BAYDAR
www.3-goz.com

Yazarın Tüm Yazıları