Paylaş
Global kriz Amerika merkezli olması nedeniyle “sıfır risk” varsayımlarını alt üst etmişe benziyor. Son derece güvenli kabul edilen rating dereceleri en üst seviyelerde olan şirketlerin tek tek battıklarına tanık oluyoruz.
İlginç olan, bu batıkları devlet desteğiyle kurtarma çabalarına karşın Rating kuruluşlarının bu ülkenin ratingini negatif incelemeye bile almaması…800 milyar USD tutarındaki kurtarma paketinin bile yetmeyeceği görülmesine, şirketlerin devletleştirilmek zorunda kalınmasına, batık varlıklara devlet güvencesi getirilmesine rağmen ABD “negatif” incelemeye bile alınmıyor..Dünya’da cari açık rekoru kıran bu ülkeye karşı kimse bu argümanı öne sürerek not indirme çabası içine giremiyor.
Gelelim rating derecesi yüksek olan diğer bir gelişmiş ülkeler topluluğuna yani AB’ye. İçinde Türkiye kadar ekonomik aktivitesi ve büyüklüğü olmayan birçok ülkeyi de barındıran bu topluluk krizden nasibini fazlasıyla almış; ancak, aşağıda da örneklerini vereceğim bir sürü olumsuz verilere rağmen lokomotif durumda olan ülkelerin ratingleri incelemeye bile alınamıyor. Belki de AB’nin rating şirketlerinin objektif olmamaları iddiasıyla inceleme altına almasının bunda rolü vardır. Ne dersiniz?
İşte bazı veriler; (Eurostat) Sanayi üretimi ekim ayında avro bölgesinde %5,3 azaldı. Bazı AB ülkelerinde ise durum çok vahim. İspanya -%12,8, Estonya-%11, İrlanda-%10, Letonya-%9, Fransa-%7,5, İtalya-%6,9…
Bazı davranışlar ve açıklamalar da krizin derinliğini çok net açıklıyor. Örneğin, UBS’nin 6 milyar USD tutarındaki UBS Wealth Management Global Property Fund LTD.’nin büyük para çıkışı nedeniyle dondurması, yatırım şirketlerinin hala borsa şirketlerinin fiyat hedeflerini aşağı revize etmesi, JP Morgan CEO’su Morgan’ın “Şanslıysak 2. çeyrek sonra canlanma başlayabilir”, Obama’nın “Ekonomik krizde henüz en kötüler gelmedi”, ABD’de 54 ekonomistin “2009 ilk iki çeyreği dahil daralma devam edecek” demeleri krizde nerede olduğumuzu ve daha neler olabileceğini bize gösteriyor Bu arada emtia ve petrol fiyatlarında 6 ay daha düşüş, altın fiyatlarında ise yukarı beklentiler olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Bu durumda Türkiye, önümüzdeki dönemde cari açığında hızla daralma, büyümede yavaşlama, enflasyonist baskılarda azalma ile karşılaşacak gibi görünüyor. Enerji fiyatlarındaki düşüş bütçede de açığın azalmasına yol açıcı etki yaratacaktır.
Bunun yanında, global krizin bütün ülkeleri ciddi şekilde etkilediği bir ortamda, Türkiye’nin içinde bulunduğu yatırım yapılan ülkeler grubunda yer alan Güney Afrika’nın repo faizlerini 50 az puan indirdiği, Merrill lynch’in Çin Türkiye ve Brezilya için “owerweight” tavsiyesinin bulunduğu, başka yatırım kuruluşlarının da Türk menkul kıymetlerine al tavsiyeleri verdiğini de dikkate alırsak bazı batılı meslektaşlarımızın da itiraf ettiği gibi;
Ne Türkiye sanıldığı kadar riskli, ne de gelişmiş sayılan ekonomiler sanıldığı kadar risksiz değil, yeter ki biz bunu yabancı yatırımcılara iyi anlatalım…
Saygılarımla,
Hikmet BAYDAR
Ekonomist - Danışman
Paylaş