Dolar ne olacak? Teknik ve temel yönden bakış...

Hikmet BAYDAR

Haberin Devamı

Teknik açıdan baktığımızda; aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, Doların TL’ye karşı 1,5830 seviyelerinde çok güçlü bir direnci var. Bu direncin şu an için kırılma olasılığı da çok zayıf gibi görünüyor.

Zira trend analizi olan MACD ve PSAR orta vadeli “sat” sinyali vermektedir. RSI göstergesi ise yukarı agresif bir hareketin olma olasılığının zayıf olduğunu göstermektedir.

Bu arada Bollinger Bands grafiğinin (kırmızı olan) iyice daralması ciddi bir trend hareketine yaklaşmakta olduğumuzu göstermektedir.

Diğer göstergelerle birlikte şimdilik aşağı trend ihtimali biraz daha fazla gibi görünüyor.

Aşağıda 1.52 seviyeleri önemli destek seviyesi ve buralardan hemen 1.53 ün üzerine zıplıyor. Bu seviyeyi kapanış değeri itibariyle aşağı kırdığı takdirde sert aşağı yönlü kaymalar yaşayabiliriz.



Özetle; 1.52–1.58 bandı kırılmadan trend hareketinden bahsetmemiz mümkün değil. Band nereden kırılırsa trend de o yönde başlayacak gibi görünüyor. Bu seviyeler piyasa için son derece önemli.

Temel yönden baktığımızda, TL’den geçilme olasılığı olan para birimlerinin ait olduğu ülkelerdeki durumu gözden geçirmek gerekiyor. ABD’de yeni açıklanan işsizlik datası (26 yılın en kötüsü) beklenenden de kötü geldi. Öyle ki petrol fiyatlarını bile 70 dolardan 66 seviyelerine kadar düşürdü. Bu düşüş küresel ekonomik kaygıların arttığını göstermektedir.

ABD Federal Mevduat Sigorta Fonu FDIC 7 bankanın daha kapandığını açıkladı. Böylece kapanan banka sayısı 52’ye ulaştı. Bunun yanında ABD’de haziran ayında bir önceki yıl haziran ayına göre satışlarda Ford’un yüzde 10,7, General Motors’un yüzde 33,6, Chrysler’in yüzde 42, Toyota ABD’nin yüzde 31,9 düşmesi sıkıntının hala devam etmekte olduğunu gösteriyor.

Kısacası TL’den dolara geçmek için herhangi bir neden bulunmuyor. Euro bölgesine geldiğimizde; veriler burada da çok kötü €/$ paritesinde doların prim yapmasını düşünürsek durum ortada. En yakın zamanda açıklanan tarihin ilk eksi enflasyon verisi Avrupa’da resesyonun ne boyutta olduğunu bize gösteriyor. Bu durumda TL’den euroya geçmek için de bir neden yok...

İçeriye baktığımızda ise; TCMB’nin 35,6 milyar dolar pozisyon fazlası, Bankacılık sektörünün şeffaf ve dengeli bilançoları, Geç likidite penceresi ve gün içi limit gibi enstrümanlarla anlamsız faiz oluşumunun önüne geçilmesi, TL Libor ile gösterge kur belirlenmesi gibi istikrar sağlamaya yönelik bir sürü imkanlar, VOB, opsiyon forward gibi risk azaltıcı enstrümanların varlığı bulunan bir ülkeden, hele küresel krizden sonra en hızlı büyüyecek ülkeler arasında gösterilmemiz ve mevcut ratingden daha fazlasını hak ettiğimize dair yurt dışı yorumlar bulunurken TL’den diğer paralara neden geçilsin ki?

Alternatiflerimizden daha da kötü olmadığımız sürece TL’den çıkılmasını beklemek pek de gerçekçi görünmemektedir.


Saygılarımla,

Hikmet BAYDAR
3. Göz Danışmanlık
www.3-goz.com

Yazarın Tüm Yazıları