Suriye denklemi & piyasalar

Bugün pusulada hem Avrupa kaynaklı sarsıntı geride kaldı mı sorusuna yanıt arayacak, hem de yılın ilk yarısı boyunca yurtiçi piyasalarda gündemdeki yerini korumaya aday görünen Suriye denklemini irdelemeye çalışacağım.

Haberin Devamı

Geçen hafta küresel piyasalar Avrupa kaynaklı ciddi bir panik atağa sahne oldu. Borsalar sert satış yerken başta Portekiz olmak üzere borç stoku yüksek ülkelerde tahvil faizleri rekor seviyelere yükseldi. Ancak gerilim hafta ortasında yerini dengelenmeye bıraktı.

Avrupa Cephesi

Bir önceki pusulada “ 10Y İspanya – Almanya faiz farkının % 1,60 -1,65 aralığına kadar yükselebileceğini, Alman DAX endeksinin 8.600, Fransa CAC40 ‘ın 3.900 ve İtalyan Milano’nun 16.000 puana kadar savrulma yaşayabileceğini, bu tepe oluşumunu takiben İspanya – Almanya faiz farkında ibrenin aşağı döneceğini, Avrupa borsalarının da söz konusu seviyelere yakın bir yerde taban oluşumunu tamamlayarak rotayı yukarı çevireceklerini tahmin ediyorum. “ değerlendirmesinde bulunmuştum. 

Haberin Devamı

Gerçekten de 10Y İspanya – Almanya faiz farkı hafta içinde % 1,70 seviyesine kadar tırmanıp haftayı % 1,48 seviyesinde tamamladı. 

Hafta içinde Alman DAX endeksi en düşük 8.699, Milano Borsası 15.773, Fransız CAC40 3.892 seviyelerine kadar gerileyip kapanışı sırası ile 8.989, 16.514 ve 3,988 puanda gerçekleştirdi. 

Türkiye’nin lokal risklerinden korunmanın bir yolu diğer ülke borsalarına da yatırım yapmaktır. Bu ihtiyaçtan hareketle pusulada sıkça bu tür tahminleri paylaşmayı sürdüreceğim. Alman , Fransız, İtalyan ve Hindistan borsaları bu anlamda ilgi çekici alternatifler.   

BIST içinde pusulada 5 haftadır süren pozitif ayrışmanın sürmesinin güç olduğunu, Avrupa kaynaklı olası bir panik atakta 69.500 ile limitli bir savrulmanın yaşanabileceğini ifade etmiştim. BIST geçen hafta 69.900 görüp kapanışı 70.937 seviyesinde gerçekleştirdi.  

http://bigpara.hurriyet.com.tr/bigpara-uzmanlari/eral-karayazici/pozitif-ayrisma-surer-mi_ID985592/

Haberin Devamı

Şimdi lafı hiç uzatmadan şubat ayının devamına ilişkin beklentilerimi aktarayım. 

1-    Avrupa kaynaklı panik atağın geride kalmış olması ihtimalini yüksek buluyor, geçen hafta yaşanan dengelenmenin yerini toparlanmaya bırakabileceğini ve şubat ayının ikinci yarısı içinde Avrupa borsalarının asgari % 4-5 kadar değer kazanabileceklerini düşünüyorum. 

2-    BIST pusulanın ikinci bölümünde işleyeceğim Suriye denkleminin etkisi ile şubat ayının devamında negatif ayrışma riski taşıyor.

3-    Ancak dış iklimin öngörüm dahilinde pozitif gelişmesi durumunda söz konusu negatif ayrışma hızlı bir değer kaybı ile değil, yükselişlere daha kısıtlı katılım biçiminde kendini gösterebilir. 

Haberin Devamı

4-    Küresel piyasalar adına Avrupa’nın oyun kurucu özelliğinin süreceğini, bu bağlamda da 10 Mart tarihli ECB toplantısının bu haftadan itibaren pozitif bir beklenti olarak radarlara yerleşeceğini düşünüyorum.  

Türkiye kara harekatı yapacak mı ?

Hafta sonunda YPG hedeflerinin Türkiye tarafından vurulması ve Suudi jetlerinin incirlik üssüne geldiği yönündeki haber akışı yeniden Suriye’ye çevrilmesine neden oldu.

Türkiye bir kara harekatına girişebilir mi, Rusya ile çatışma riski var mı, IŞİD’e yönelik bir müdahalenin başarı şansı nedir, tırmanan yurtiçi terör bu süreçten nasıl etkilenir ?

Hepimizin yanıtlarını merak ettiği ve piyasa üzerinde de güçlü etkiler gösterebilecek bu soruları biri dış politika analisti diğeri güvenlik uzmanı iki ayrı dostuma yönelttim. 

Haberin Devamı

Eski yazılarda sıkça görüşlerine başvurduğum dış politika analisti dostumun değerlendirmesi özetle şöyle ;

Türkiye ile Rusya’nın Suriye’de karşı karşıya gelmesi mümkün değil. Uzun süredir çok büyük bir pazarlık yapılıyor. IŞİD sonrası yeni Suriye nasıl bir yapıda olacak ?

ABD ve Rusya bu pazarlıkta epey bir yol aldılar. Rusya’nın Lazkiye’deki üslerinin varlığını koruyacağı, federatif bir yapı ile bölgesel unsurların beklentilerinin de karşılanacağı, ABD ile Rusya arasında net bir tercih ortaya koymayacak Esatsız yeni bir yönetim perspektifi bu pazarlığın yakın zamanda ucunun bağlanabileceği en olası senaryo halini almış görünüyor.

Türkiye IŞİD’in Suriye’den çıkarılması için yapılacak kara operasyonunda aktif rol almanın karşılığında gerek YPG’nin oluşturabileceği tehditlere karşı gerek ise yurt içinde devam eden terör konusunda ABD ‘nin ağırlığını koymasını istiyor. 

Haberin Devamı

Her ne kadar YPG Rusya ile iyi ilişkiler kurmuş olsa da ABD ‘nin Kürtler üzerinde nüfuzu daha fazla ve bu konuda çözüm üretme imkanı kuvvetli. 

Rusya sadece Türkiye’nin girişeceği bir kara operasyonuna rıza gösteremez. Putin bunu iç kamuoyuna anlatamaz. Bu nedenle askeri katkılarına ihtiyaç olmasa da S.Arabistan’ın görsel açıdan işin içinde olması şart. 

Herkesin kazanımlarının olabileceği bu senaryo İran’ın işine gelmiyor. Bu nedenle de Yemen üzerinden İran S.Arabistan’ı sıkıştırmak ve Suriye konusuna ağırlığını vermesini engellemek isteyebilir. 

Bu risk realize olmaz ve taraflar arasında pazarlık bir asgari müşterekte tamamlanırsa 2016 yılının ikinci çeyreği içinde Türkiye’nin domine edeceği bir uluslararası gücün Suriye’de IŞİD’e yönelik bir kara harekatına girmesini bekleyebiliriz. 

Türkiye’nin hafta sonunda YPG ‘yi vurması devam eden pazarlıkta diş göstermesi, gücünü hissettirmesi olarak yorumlanabilir. Denklemi değiştirmez. 

Olası harekat ne kadar sürer ?     

Olasılığını asgari % 51 kabul edebileceğimiz bu harekat gerçekleştirilirse başarıya ulaşılabilir mi ? Askeri anlamda risklerimiz nelerdir sorularını da güvenlik uzmanı dostuma yönelttim.

Ondan aldığım yanıtlar da özetle şöyle ; IŞİD elbette güçlü bir terör örgütü ancak bölgenin dağlık olmayan yapısı zırhlı birliklerle Türk Ordusunun hızla ilerleme kaydetmesine olanak sağlıyor. 

Bazı kayıplar yaşansa da IŞİD birkaç hafta içinde geri çekilecek ve alan hakimiyetinin elde edilmesi çok zor olmayacaktır. 

Tabi bunun için yağışsız hava koşullarına ihtiyaç var ve mart sonundan önce böyle bir harekatın gerçekleştirilmesi pek mümkün gözükmüyor. 

Suriye Denklemi & Yuriçi Piyasalar  

Hiçbirimiz kahin değiliz. Aksine öngörülmesi hiç de kolay olmayan bir dönemdeyiz. Buna rağmen karmaşık resmi en olası senaryoyu ve kritik nüansları öne çıkararak size aktarmaya çalışıyorum. 

Politik açıdan neyin doğru neyin yanlış olduğu sorusuna yanıt aramak bu köşenin konusu değil. Pusula ekonomi-finans odaklı bir strateji yazısı. 

Bu bakıma konunun politik düzlemdeki tartışmalarını ihtisas sahiplerine bırakıp bu faktörün olası piyasa etkileri neler olabilir sorusuna yanıt arayarak devam edelim. 

1-    YPG ‘nin hafta sonunda vurulması haftanın ölçülü negatif bir açılışa sahne olmasına neden olacaktır. Ancak yurtdışındaki pozitif iklim Çin kaynaklı geçici bir med-cezire sahne olmazsa Borsa İstanbul 69.500 -  70.250 bandı içinde dengelenerek bu faktörü hazmetmeye aday görünüyor.

2-    Bu faktörün ikincil etkisi devam eden Suriye pazarlıklarının doğası gereği gelebilecek sert açıklamaların baskısı ile şubat ayının ikinci yarısında Borsa İstanbul’un yurtdışında beklediğim pozitif iklime kısıtlı katılım göstermesi, başka bir deyişle diğer borsalar % 5 kadar yükselirken BIST’in daha ılımlı primlerle yetinerek negatif ayrışmasıdır.  

3-    2016 ikinci çeyreği içinde kara harekatının gerçekleştirilmesi durumunda IŞİD’in metropolleri hedef alan terör faaliyetlerinde bulunması en önemli risk. Her ne kadar gerek Türkiye gerek dünya terör olayları ve riski ile yaşamaya alışmakta olsa da bu tür olayların gerçekleşmesi pekala geçici med – cezirleri beraberinde getirebilir. 

4-    Ancak orta vadeli bakıldığında Suriye denkleminin Rusya ile çatışma riski içermediği ve pazarlık setinde yurtiçi teröre yönelik bazı kazanımların elde edilmesi ihtimalini de barındırdığı için Türkiye fiyatlamalarında kalıcı negatif etki göstereceğini sanmıyorum. 

Toparlarsak bir süre sonra piyasa aktörlerinin bakış açısının yukarıda özetlediğim çizgide buluşması durumunda BIST kısa süreli ve kısıtlı bir negatif ayrışmayı takiben pekala dünya borsaları ile birlikte kendini yükseliş trendinin içinde bulabilir. 

Soru işaretleri ve belirsizlik algısının olası bir kara harekatı başlayana kadar gündemde baskınlık kazanması durumunda ise Borsa İstanbul’un birkaç ay 70.000 – 80.000 bandında yatay seyretmesi söz konusu olabilir. 

Ama YPG ‘nin vurulması veya IŞİD’e yönelik bir kara harekatına girişilmesi BIST’i 60.000 puana sürükleyebilir mi dolar 3,30 olur mu derseniz ben beklemem.   

Döviz Cephesi 

Önümüzdeki 3 hafta boyunca piyasalarda etkili olacağını düşündüğüm 10 Mart fiyatlaması ( Avrupa Merkez Bankası toplantısı ) Euro bolluğunun artacak olması beklentisini içerdiği için yakın vade adına EUR/TRL’de aşağı yönlü riskleri USD/TRL’den daha yüksek buluyorum. 

Suriye denkleminin etkisi ile USD/TRL haftanın ilk işlemlerinde 2,95 gibi bir açılışa sahne olabilir. Ancak bu konunun gündemdeki ağırlığı azaldıkça veya içerdiği riskler daha doğru tahlil edildikçe, 

Önümüzdeki 3 hafta içinde dış iklime bağlı olarak 2,83 civarına salınım riskinin masaya gelmesi ve BIST negatif ayrışma gösterse de TL ‘nin benzer para birimlerine paralel performans göstererek değer kazanması mümkün. 

EUR/TRL cephesinde ise pozitif dış iklim & zayıf euro varsayımı altında içsel faktörler de baskı yaratmazsa 3,03 civarına kadar bir geri çekilme yaşanabileceğini ve döviz tabanlı yatırım yapmak isteyenler adına bu bölgenin ilgi çekici olabileceğini düşünüyorum. 

Altın Cephesi

Yılbaşından bugüne değer kazanan Altın Avrupa kaynaklı korku efekti ile yükselişi hızlandırarak hafta içinde 1.263 dolara kadar yükseldi. 

Ancak eski kıtada tansiyonun düşmesi bu cephede de geri esnemeyi beraberinde getirdi ve ons haftayı 1.238 dolarda tamamladı.

Altın her ne kadar yılın ikinci yarısı içinde % 9 değer artışı ile 1.350 dolara kadar yükselişi sürdürme potansiyelini koruyorsa da bu getiri marjı yeterince çekici değil. 

Kısa vadede ben bu cephede % 7 kadar bir geri çekilme ile 1.150-1.160 dolar bandına gerileme yaşanabileceğini bu nedenle altına yatırım yapmak isteyen tasarruf sahiplerinin bir süre beklemede kalmasının daha doğru olabileceğini düşünüyorum.

Haftaya buluşmak dileği ile… 

Pusula Abone Kaydı & Günlük Değerlendirmeler   

Pusula yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayarak e-mail adresinizi girmeniz yeterli. 

http://optin.sndlp.com/HAi/g78/d4852960

Pazartesi dışında hafta içi her gün saat 17:45’de Kanal B’de piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri 23:00’de BIG PARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi ve strateji güncellemelerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum.   

Yazarın Tüm Yazıları