Yılın ilk çeyreğinde geleneksel yatırım seçenekleri içinde İngiliz Sterlin’i yüzde 7,83 ile en üst sırada yer alırken onu yüzde 6,3 ile gram altın yüzde 5,5 ile dolar izledi.
Çünkü o Pusula’dan bağımsız bir enstrüman değil. Burada sizlere aktardığım görüşler dahilinde pair trade day trade gibi silahları da güçlü şekilde kullanarak düşük profilli risk ile düzenli olarak mevduat üzerinde getiri sağlamayı amaçladığım bir yatırım fonu.
Pusula’ya zaman ayıran siz değerli okurların ağırlıkta olduğu bir yatırımcı kitlesi ile GPG BES fonları dahil Türkiye’de işlem gören 700 yatırım fonu içinde Mart ayında en yüksek büyüme gösteren dördüncü fon oldu ve altıncı ayında aktif büyüklükte 225 değişken fon içinde 72. sıraya yükseldi.
700 yatırım fonunun 475 tanesi döviz hisse bono repo petrol gibi spesifik alanlara yatırım yapıyor. Bu seçenekler içinde doğru adresi bulma yükümlülüğü bir yerde yatırımcıya da düşüyor.
Ancak değişken yatırım fonları öyle değil. En doğru adresi bulmak ve ayın-haftanın şartlarına göre varlık dağılımını sürekli revize etmek gerekiyor.
GPG 2019 ilk çeyrek getirisi olan yüzde 10,4 ile tüm geleneksel yatırım seçeneklerini geride bırakmasının yanında 53 menkul kıymet değişken yatırım fonu içinde birinci BES fonları dahil 225 değişken fon içinde ise en çok kazandıran dördüncü yatırım fonu oldu.
Finansal piyasalarda düne-rehavete yer yok. Bu arena kapitalist sistemin en vahşi arenası ve ne yazık ki birinin sevinci diğerinin gözyaşından besleniyor. Hep yarına bakmamız ve sahaya hazırlıklı çıkmamız gerekiyor.
SEÇİM SONUÇLARI & PİYASALAR
Bugün Pusula’da Nisan-Mayıs parkuruna ışık tutalım istiyorum.
Türkiye yerel seçimleri geride bıraktı. İktidar bloğunda limitli bir oy kaybı var. 24 Haziran ile kıyaslandığında Cumhur ittifakının oy oranı yüzde 53,66‘dan yüzde 51.67’ye geriledi.
Seçim sonuçları finansal piyasaları nasıl etkiler derseniz bence yakın vadede önemli bir etki olmaz.
Ekonomi ile seçim sonuçları arasında bir bağ kurmak gerekirse geleceğe dönük yansıma ekonominin öncelik kazanacak olmasıdır. Bunun da piyasaya negatif değil etkisi pozitif olabilir.
Refleks fiyatlamada (ilk 30–60 dakika) aktörler farklı eğilimler içinde bulunabilir ve yön arayışı öne çıkabilir. Ancak haftanın belki günün sonunda seçim sonuçlarının yurtiçi piyasalar üzerinde negatif bir etki göstereceğini sanmıyorum.
Türkiye özelinde önümüzdeki dönemde etkili olacak üç başlık var.
1- Seçimin sonucu etkisiz kalır ama geride kalmasının ölçülü pozitif etkisi beklenebilir. Çünkü artık sandıksız dört buçuk yıla giriyoruz. Hükümetin ektiğini biçmek için yan etkileri göze alma ve ekonominin biriken & ciddiyet kazanan sorunlarını yumuşatma şansı var.
2- ABD ile ilişkiler. Sizlere yerel seçim öncesi bu hatta pazarlığın ivme kazanmasını beklemediğimi paylaşmıştım. Şimdi gong zamanı pazarlıklar ivme kazanacaktır. Ne olur derseniz piyasalarda ara akım yaratacak negatif ve pozitif perdeler yaşanacaktır. Ancak masanın devrildiği restleşmeye varan bir gerilimde tırmanış riskinin olasılığını düşük buluyorum.
3- Nisan ayının ikinci haftasında Hükümet ekonomide atılacak adımları açıklayacak. Londra bu faktöre ABD ile ilişkilerden daha fazla önem veriyor. Açıklama sonrası pozitif veya negatif etkiler görülmesi kaçınılmaz. Ancak daha güçlü ve kalıcı etkilerini uygulama ve sonuçlar ile göreceğiz. Başka bir deyişle bu faktörün etkisi zamana yayılacak.
Yani derseniz ben Nisan-Mayıs parkurunda ara akımlarda yukarıdaki faktörler etki gösterecekse de ana akımı yurt dışındaki seyrin belirleyeceğini düşünüyorum.
SÜRPİZLERE HAZIRLIKLI OLUN
Mart ayının sürprizlerine yurt içi piyasalar sahne oldu. Aksiyon filmi aratmayan bir seyirle hepimiz yorulduk. Nisan-Mayıs parkurunun bizdeki ölçüde değilse de yurt dışında hareketli geçeceğini tahmin ediyorum.
Piyasaların radarında kabak tadı vermeye başlayan ABD-Çin ticaret görüşmeleri var. Evet aylardır sürüyor bu pazarlık ve hemen her piyasa katılımcısı da bu gündemden sıkıldı.
Ancak o kadar önemli bir yer tutuyor ki aman canım bize ne diyemiyoruz.
Son hava Nisan ayı içinde ( belki Mayıs’a sarkabilir ) bir mutlu son olacağına işaret ediyor.
Piyasa bu duruma kayıtsız değil. Aşağıdaki tabloda görebileceğiniz üzere lokal para birimleri cinsinden hisse senedi marketleri Mart ayında ağırlıkla değer kazandı.
Ocak ayına geçen yılın sert negatif ayrışması ile aşırı iskontoda başlayıp güçlü yükseliş kaydeden Borsa İstanbul ise yatay geçen Şubat ayını takiben Mart ayında yeniden alabora oldu.
Ancak bu bize özel gelişti ve BIST yeniden diğer borsalara kıyasla yılın başındaki ölçüde aşırı iskontolu hale geldi. Yeniden pozitif ayrışma için alan kazandı.
ABD-Çin mutlu son beklentisi ile S&P 500 endeksi ( ABD ) geride kalan üç haftada 2725 puandan 2834 puana tırmandı.
Bu cephede 2940 puan tarihi zirve ve yakın direnç konumunda.
Çin beklentisi bir havuç gibi piyasaları peşine takabilir ve ABD endeksi tarihi zirveyi hatta burun farkı ile 3,000 puanı dahi aşabilir.
Aktüel medya bayılır tarihi zirvelerin veya düz seviyelerin aşılmasına. Muhtemelen geçilmeleri halinde büyük puntolu manşetler görürüz dünya basınında S&P’de tarih rekor veya 3,000 puan geçildi biçiminde.
İşte Nisan ayında bu tür manşetler ile karşılaşırsanız ve eş zamanlı olarak da ABD ile Çin el sıkışır yılan hikayesi mutlu son ile noktalanırsa güçlü sürprizlere hazırlıklı olmalıyız.
Sert bir beklenti bitti satışı ile S&P özelinde 3050 Alman DAX endeksinde 12.500 civarından hisse senedi marketlerinde ibre aşağı dönebilir ve bu akım BIST’i de etkisi altına alır.
Şimdi Abidin olsa borsada satalım mı o zaman diye sorardı ben de ne alakası var Abidin der kızardım.
Bu belki de filmin 3-4 kare sonrasına yönelik baz senaryom ve zihin jimnastiği tadında.
Falcı değilim süreç bambaşka şekilde de gelişebilir. Hatta Çin partisi mutsuz sona da evirilebilir.
Bir senaryoyu öne çıkarmak ve bu varsayıma dayalı olarak strateji geliştirmek gerekiyorsa ki ben bunu yapıyorum; ABD-Çin mutlu son manşeti ile karşılaşana veya olmayacağı yönünde bir haber akışı öne çıkana kadar borsaların bir süre daha değer kazanması muhtemel görünüyor.
Bazı okurlar dünya ekonomisi resesyona yönelirken ABD-Çin mutlu sonu daha kuvvetli bir etki göstermez mi diye karşı çıkabilir.
Saygı duyarım ve pekala bu görüşün de haklı çıkma ihtimali olduğunu bir kenara not düşerim.
Buna rağmen S&P 3050 puandayken mutlu son haberi gelirse iki gün kenarda kalmayı ve bir beklenti bitti satışı yaşanıp yaşanmayacağını tribünden izlemeyi tercih ederim.
15 sene önce Ankara’nın yirmili yaşlardaki zeki traderlarından biri ile aramızda geçen sohbet aklıma geldi.
Benzer bir içsel veya dışsal iyi haber gelmiş heyecanla seansın açılmasını bekliyorduk.
Hemen herkes nerede ne alalım telaşında.
Liselerde arka sıraların müdavimi olan görünümdeki bu afacan kardeşimin hisse senetlerinde açığa satış ( düşüşten para kazanmaya yönelik ) hazırladığını fark ettim. Hemen yanına gittim ve emin misin bak sonu çok kötü olur haberler çok iyi diye kendisini uyardım.
Haliyle evham yapıyorum, Mahmut hocalık taslıyorum.
Trader yüzünde Bruce Willis gülümsemesi ile elini omzuma koydu “ Abi iyi haberle satış kötü haberle alış yapılır.Bu piyasa günlerdir bu nedenle yükseliyor.”
Haklı çıktı. Artı açılışı takiben borsa çok sert değer kaybetti.
Sabah açığa sattıklarını günün sonunda güçlü bir karla yerine koydu.
Tabi burada kritik parametre açıklanacak iyi haberin gelmeden önce geleceğinin yüzde yüze yakın olasılık ile bilinip bilinmediği.
Henüz Çin partisi için bu noktada değiliz. Önümüzdeki birkaç hafta içinde bu noktaya gelebiliriz ki işte ancak o zaman açıklandıktan hemen sonra bir beklenti bitti satışı yaşanabilir.
Ben doğrusu mutlu son haberi resmi olarak açıklanmadan önce kuvvetli haber akışı ile piyasada kesin gerçekleşiyor havası oluşacağını üç ay önce 2350 puana kadar gerileyen S&P endeksinin de eş zamanlı olarak 3050 puan civarına tırmanmış olabileceğini tahmin ediyorum.
İşte bu iki şart yerine gelir yani fiyat major dirence çok yakınken haber kesine yakın bir olasılık ile bekleniyor olursa sert bir beklenti bitti satışı için tüm şartlar oluşmuş olur.
Peki ne kadar gerileme olabilir ? İşte bu sorunun yanıtını ABD tahvil piyasalarından ve öncü ekonomik göstergelerden alacağız.
Pekala bu iki cephe Çin partisine pozitif reaksiyon verebilir ve borsa endeksleri de 1-2 haftalık sert bir düzeltmeyi takiben yeniden rotayı yukarı çevirerek ötelenen resesyonu kutlayalım havasına girebilir.
KÜRESEL RESESYON ÖTELENECEK Mİ ?
Belki altı ay kadar ötelenebilir ama bunu söyleyebilmemiz için önce Çin müjdesi gelmeli sonra ( veya öncesinde önümüzdeki haftalarda ) hem tahvil piyasalarının hem öncü ekonomik göstergelerin belirgin biçimde yukarı gitmesi gerekli. Henüz bu soruya yanıt üretecek yeterli teçhizatımız yok.
Dış iklimde tali etken yine AB-Londra hattı olacak. Zayıf seyreden GBP ve EUR bu cephede yeniden anlaşmasız ayrılık riskinin şansını arttırabileceğine işaret ediyor. Yan göz ile bu cepheyi ve her iki para biriminin seyrini takip etmekte fayda var.
EURUSD 1,1175 ‘de güçlü bir desteğe sahip. Bu destek aşağı geçilirse küresel piyasalar için alarm kaynağı olmaz.
Ancak 1,10 -1,11 bandından ibre yeniden yukarı dönmezse ( bence dönmesi olasılığı yüksek ) işte o zaman tali faktör ana faktöre mi dönüşüyor diye endişe etmek gerekebilir.
BORSA İSTANBUL
Bir önceki yazıda sizlere BIST’in 90.000 civarına gerilemesi durumunda çekici hale geleceğini düşündüğümü paylaşırken bunun bir haftada yaşanacağı yönünde bir beklentim yoktu. İtiraf edeyim ben de çok şaşırdım.
Ancak yurt içi piyasalar hep sürprizlere dolu ve biz daima her senaryoya hazırlıklı olmalı ve gerçekleştiğinde önceden hazırladığımız planı uygulamaya koyacak cesareti göstermeliyiz.
Yeniden yakın vadede endeks bu seviyeye geriler mi ? İkinci yarıyıl içinde pekala mümkün ancak yakın vadede olağan dışı bir gelişme ile karşılaşılmadıkça ben beklemiyorum.
Peki hangi seviyeye kadar yükselebilir derseniz ben stratejinin BIST’e göre değil S&P’ye ( ABD borsa endeksi ) göre oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.
S&P 3050 puana ulaşacak olursa var olan ekonomik ve teknik şartlarda bir tepe bölgesine ulaşmış olma ihtimali göz önüne alınarak eş anlı BIST’de de ağırlık azaltılabilir defansif tedbirler alınabilir.
Borsa İstanbul bu noktada 110.000 – 112.000 bandını da test edebilir 105.000 ile limitli bir ralli ile de yetinebilir 99.000 puanı aşamadan S&P ile birlikte rotayı aşağı da çevirebilir.
BIST’in geçen haftayı 94.000 puanın altında tamamladığı göz önün alınırsa her halükarda kısa vadede risk almayı teşvik eden bir potansiyel kazandığını düşünebiliriz. Haftaya buluşmak dileği ile.
PİYASANIN KODLARI & HİSSE SENEDİ SEÇİMİ
Finansal piyasaları izleyen anlamaya-tahmin etmeye çalışan tasarruf sahipleri ile hiç ekonomi bilgisi olmayanların da rahatlıkla öğrenebileceği biçimde kendi radar panelimi ve kullanımını paylaşıyorum.
Dolar ne olur borsa ne olur sorusuna yanıt ararken ekonominin geleceğini öngörmeye çalışırken ilk yapmanız gereken şey kişisel radar panelinizi oluşturmak ve sürekli geliştirmek.
13-14 Nisan tarihlerinde İstanbul Divan City’de gereksinim duyduğunuz üç eğitimden birine (veya tamamına) katılmak isterseniz Akademi Pusula ( 530 566 67 16 ) ile iletişim kurabilir web sitemizden eğitim içeriğine ulaşabilirsiniz.
http://pusulaninotesi.com/egitim-programi/