Paylaş
Bugün Pusulada hem ana marketlere, TCMB’ye ve FITCH faktörüne yönelik görüşlerimi paylaşacak hem de borsa altın ve döviz dışında tasarruf sahiplerinin ilgisini hak eden farklı bir seçenek olan tahvil piyasasını masaya yatıracağım.
TCMB NE YAPACAK ?
İki haftadır TCMB’nin Türk Lirasında yaşanan sert değer kaybını engellemek üzere attığı adımlara şahit oluyoruz. Hiç ayrıntıya girmeden kestirmeden söyleyim; örtülü - günü birlik faiz artırımları bunlar. Peki işe yarıyor mu ? En azından bir fren etkisi yarattığını söyleyebiliriz.
Salı günü Merkez Bankası toplanacak. Ben TCMB’nin gerek gecelik gerek haftalık faizde 100 baz puanlık artırıma gideceğini ve bu karara piyasanın pozitif tepki göstereceğini tahmin ediyorum.
Türk Lirasının dolar endeksinde yer alan ağırlıkları ile EUR,JPY,CHF,CAD,SEK,GBP sepetine ( aşağıdaki grafik ) karşı nasıl bir seyir gösterdiğine bakarsak 20 Ekim – 11 Ocak arası yaşanan % 18 oranında sert değer kaybını takiben son bir buçuk haftada belirgin bir dengelenme var.
Türk Lirası Salı günü TCMB ‘den destek bulursa bu dengelenmeyi takiben önümüzdeki hafta – aylarda uğradığı kaybın bir bölümünü geri alarak % 7 kadar değer kazanma potansiyeli taşıyor.
FITCH NE YAPACAK ?
27 Ocak Cuma Türkiye için karne günü. FITCH ülkemizle ilgili not değerlendirmesi yapacak. Ben FITCH’in notu bir basamak indirip görünümü durağan olarak belirleyeceğini tahmin ediyorum.
Dünyanın en önemli üç kredi şirketinden biri olan FITCH tarafından Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke apoletinin sökülmesi kuşkusuz önemli bir gelişme olur. Ancak sürpriz olmaz.
Yurtiçi yerleşiklerin kronikleşen güven kaybı ile dövize dört elle sarılıp yatırım & tüketimde frene bastığı günümüz şartlarında el oğlundan geçer not almak kolay değil.
Bu yönde bir karar iki hafta önce gelmiş olsa borsa üzerinde etkisi olmazdı. Endeks 76.000 puan civarındaydı. Ancak geçen haftayı 83.000 ile tamamlayan BIST hele de TCMB kararını takiben 85.000 semalarına ulaşacak olursa hafta ortası FITCH stresi ile önümüzdeki hafta başı da kararın etkisi ile hissedilir bir geri çekilmeye ( 80.000 – 81.000 ) pekala imza atabilir.
Faktör değişikliklerinin olası piyasa etkilerini tahmin etmeye çalışırken olayın ne olduğu kadar o sırada fiyatların nerede olduğuna da bakmamız gerekiyor.
Bu nedenle döviz cephesine FITCH’den büyük bir malzeme çıkması güç. Borsa son iki haftada yara sararken TL’de zayıf seyir sürdü. Türk Lirası zaten yatırım yapılabilir bir ülke parası gibi değerlenmiyor. Bu bakıma da eyvah FITCH manşeti ile doların, euro’nun TL karşısında yeni rekorlara koşması zor.
Dövize yönelenlerin halay çekmesine vesile olabilecek senaryo TCMB‘nin Salı gününü pas geçmesi veya sembolik ( 25 baz puan ) bir adımla yetinmesi olabilir ki bu da sürpriz olur.
ALTIN CEPHESİ
Sarı fırtına 2017 yılına iyi bir başlangıç yaptı. Dolar bazında 1151’den 1207’ye TL bazında ise 131 TL’den 147 ‘ye kadar yükselmeyi başardı.
Ben bu cephede TL bazında risklerin daha baskın hale geldiğini, dolar bazında ise onsun her iki yöne de rahatlıkla hareket edebilecek bir kararsızlık içinde olduğunu düşünüyorum.
Önümüzdeki hafta açıklanacak ( 3 Şubat ve 5 Şubat ) ABD verileri kilidin şifresini oluşturacaktır. ABD ekonomisinin beklentileri karşılayan hatta aşan bir veri seti ortaya koyması altını negatif aksi pozitif etkiler.
Ben bu veri seti açıklanmadan önceki perdede ( bu hafta ) ons altında 1225 -1250 bandına bir seyahatin gerçekleşmesi durumunda aktörlerin bunu satış fırsatı olarak değerlendirebileceğini, 1300 $ yolculuğu için zayıf ABD verilerine ihtiyaç olacağını düşünüyorum.
TAHVİL PİYASASI NASIL ÇALIŞIYOR ?
Pusulada belirli aralıklar ile tahvil piyasasından bahsediyorum. Ağırlıkla fonların işlem yaptığı bu cephe bireysel yatırımcılardan ilgi görmüyor. TL cinsi yatırımlarda risksiz enstrüman olarak tasarruf sahipleri genelde mevduata veya repoya yöneliyor.
Oysa risk alarak tahvil piyasasında mevduat faizinin üzerinde getiri sağlamak mümkün. Tabi işler planladığınız gibi gitmezse zarar etmek de.
Kural değişmiyor risk & getiri hep kol kola. Burada püf noktası siz tahvili aldıktan sonra faizlerin ne yönde hareket edeceği.
Eğer düşerse halay başı olabilirsiniz. Sizin faizler düşmeden önce aldığınız tahvil kıymete biner ve ikincil piyasada faizi aşağı gelirken tahvilin değeri ( fiyatı ) yükselir. Tersi olursa da zarar yazarsınız.
Eğer iki yıllık bir tahvil alırsanız ve siz aldıktan sonra faizler 3 puan düşerse normal fonlama getirisine ek % 4 kadar 10 yıllık tahvilde % 16 kadar kazanç elde edersiniz.
Bir örnek ile açıklayalım. 100 TL’lik 10 yıl vadeli tahvil alırsanız ve 5 ay sonra faizler 3 puan düşmüş olursa ikinci el piyasada vade sonunu beklemeden tahvilinizi 120 TL ye satarak fonlama getirisi dahil net % 20 kazanabilirsiniz. Tahviliniz iki yıllık ise 100 TL‘niz 108 TL olur.
Ancak tersi olur ve siz aldıktan sonra tahvil faizleri 3 puan yukarı giderse ikinci el piyasada 10 yıllık tahvilin değeri 89 TL ye geriler. 2 yıllık tahviliniz ise anaparaya talim eder ve ancak 100 TL’ye alıcı bulabilir. Bu bakıma tahvil piyasasında mutlu son için faizlerde tepe bölgeyi bulmak gerekiyor.
Tahvil faizlerinin seyrini öncelikle 3 faktör belirliyor. İlki borçlunun ödeme kabiliyeti, ikincisi enflasyon oranı. Üçüncüsü küresel faiz oranları.
Türkiye son iki yılda belirgin bir kredibilite kaybı yaşamış olsa da vade sonunda pardon demesi riski yok. Halen dünyada kamu borcu en düşük ülkelerden biriyiz. Kaldı ki bu perdede risk primimiz de 150 baz puan kadar yükseldi.
Küresel faizlerde yukarı yönlü bir eğilim var. Ancak bu dezavantaj olduğu ölçüde avantaj. Uluslararası tahvil yatırımcıları enflasyon oranı kalıcı biçimde artış gösteren ülke marketlerinden uzaklaşıp enflasyonu gerileyecek ülke tahvillerine yöneliyorlar.
Yukarıdaki grafikte geride kalan yedi senede 10 yıl vadeli Türk tahvil faizindeki ve enflasyon oranındaki seyir yer alıyor.
Türk tahvil faizi grafikte de açıkça görüldüğü üzere enflasyon ile kol kola hareket ediyor. Enflasyon yükseliyorsa faiz de ( bunu önceden fiyatlayarak ) yukarı gidiyor. Tersi olduğunda da aşağı geliyorlar.
Çünkü sık değişkenlik gösteren faktör enflasyon oranımız. Geride kalan yedi yıla bakarsak Türkiye’nin enflasyon oranı ağırlıkla % 6 ile % 10 arasında 10 yıllık tahvil faizi de % 6 ile 11,50 arasında dalgalandı.
Ben önümüzdeki birkaç senenin de benzer bir seyahate sahne olacağı görüşündeyim. Bu bakıma yolculuğun enflasyonun en yüksek olduğu kesiti eş zamanlı olarak tahvil faizlerinin de tepe adresi olmaya aday.
TAHVİLDE PUSU ZAMANI
Aralık enflasyonumuz % 1,6 gelmiş ve son 12 ayın enflasyonunun % 8,5’e yükselmesine neden olmuştu. 3 Şubat’ta Ocak enflasyonumuz açıklanacak ve piyasa % 1,5 oranında bir TUFE beklentisinde.
Takip eden iki ayda ( Şubat ve Mart enflasyonları ile ) senelik enflasyonun % 9,5’a kadar yükselebileceği düşünülüyor.
Enflasyon nasıl yükseliyor ? Ülkemizde ağırlıkla döviz kurlarındaki artıştan besleniyor. Önce döviz yükseliyor eş zamanlı olarak tahvil faizleri ve peşi sıra enflasyon oranı yukarı gidiyor.
Döviz durunca veya gerileyince döngü tersine dönüyor ve tahvil faizleri & enflasyon el ele aşağı geliyor. Özetle tahvil faizleri TCMB faizinden ziyade döviz & enflasyon ikilisindeki seyre göre yön buluyor.
Ben açıkçası önümüzdeki iki hafta içinde tahvil faizlerinin bir puana yakın bir sıçrama ile % 12,15 -12,35 bandına yükselmesinin ihtimal dahilinde olduğunu ve bu gerçekleşirse tahvil yatırımı için cazip bir fırsat oluşacağını düşünüyorum.
Evet bizim 10 yıl vadeli tahvilimiz hiç % 12 üzerini görmedi. Pekala % 11,5 civarında dengelenerek de aşağı yönlü seyahati başlatabilir.
Ancak cari faizlerden tahvil yatırımı için en azından 27 Ocak FITCH kararına ve 3 Şubat tarihli enflasyon verisine piyasa reaksiyonunu görmek ve potansiyel bu iki kötü haber geride kaldıktan sonra harekete geçmek daha güvenli.
Finansal piyasalarda kötü haberler alış, iyi haberler satış fırsatıdır.
Tahvil faizleri nereye düşebilir derseniz yıl içinde % 9,5 civarına seyahat çok zor değil. Bu da % 11,50 bileşik faizle alınacak 10 yıllık tahvilde fonlama getirisine ilave % 11, % 12,25 ‘den alınacak 10Y tahvilde ilave % 15 kazanç demek.
Bu noktada adil fiyat ile işlem yapabilmenin önemine dikkat çekmeliyim. Kimi bankalar tahvil işlemlerinde alış – satış makasını gereğinden fazla açarak tasarruf sahibinin sırtına adil olmayan bir yük bindirebiliyor.
Yatırımcılar bundan kaçınmak için referans fiyatı sorgulayabilmeli ve gözü kapalı hamle yapmaktan kaçınmalı. Haftaya buluşmak dileği ile...
PARANIN YOLU - Günlük Değerlendirmeler
Hafta içi her gün saat 08:45’de Kanal B‘de ve Paranın Yolu adlı video haber serisi ile bigpara.hurriyet.com.tr ‘da piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri 23:30’da yine BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım Pusula ile okurlara aktarıyor, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum.
Pusula yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz. http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/
Paylaş