Borsanın Şifresi

Hafta sonunda medyada çıkan haberler koalisyon için Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında bir mutabakat sağlanmış olabileceğine işaret ediyor

Haberin Devamı

Siyaset kaygan zeminde dans gibi her an her şey değişebilir. Bu haberleri mutlak doğru sayamayız. Ancak cumartesi günü CNN Türk’e konuk olan Tuğrul Türkeş’in duruşundan benim edindiğim intiba bir son dakika aksiliği ile karşılaşılmazsa 63. hükümeti bu iki partinin kuracağı yönünde.

Bu faktörün güçlü piyasa etkilerini görebilmemiz için gayri resmi temaslarda kat edilen mesafenin parti genel başkanları tarafından teyit edilmesine ihtiyaç var.

Bugün pusulada hem güncel gündem dahilinde yurtiçi piyasalar nasıl bir seyre aday sorusuna yanıt arayacak hem de borsanın şifresi bölümünde meseleyi farklı bir pencereden göstermeye çalışacağım.

Atina piyasaları nasıl etkiler?

FED geçen hafta ılımlı mesajlar vererek yakın vade adına bir tehdit olmaktan çıkmış görünüyor. Piyasalar adına güçlü etkiler gösterecek ve yönü & tempoyu belirleyecek geriye iki faktör kaldı. Atina ve Ankara Yunanistan konusu malum, Avrupa ile pazarlıklar bu hafta da devam edecek ve ay sonunda tamam mı devam mı sorusunun yanıtı ortaya çıkacak.

Haberin Devamı

Yüksek olasılıkla Avrupa Yunanistan’ın iflasına göz yummayacak ve bu cepheden gelecek mutlu son haberi piyasaları pozitif etkileyecek.

Bu senaryoda EURUSD paritesinin 1,1650’ye kadar yükselme şansı yakalayabileceğini ve dünya genelinde hisse piyasalarının % 5-10 arası oranlarda değer kazanabileceğini tahmin ediyorum.

Ancak düşük olasılığa ( bence % 5 ) sahip risk realize olur ve Yunanistan üzerine bağladığı bombanın pimini çekecek olursa geçici sert bir çalkantı dünya genelinde etki gösterecektir.

Bu senaryoda borsalarda % 10 kadar bir gerileme ve dolarda % 7 kadar bir yükseliş yaşansa da bir süre ( 2-3 hafta ) sonra piyasalar tekrar normale dönecektir.  
Çünkü Avrupa Merkez Bankasının Eylül 2016 ‘ya kadar sürdüreceği varlık alım programı Atina’nın bulaşıcılık etkisi göstererek çevre ülkeleri de tahrip etmesini engelleyecektir.

Koalisyon mu, seçim mi ?

Yurtiçi piyasalarda güçlü etki gösterecek bu faktörle devam edelim. Son durum itibarı ile ben hükümetin kurulması olasılığının çok yüksek olduğu ve bu hafta içinde yetkili ağızlardan yapılacak açıklamalarla bu konunun belirginlik kazanabileceği görüşündeyim.

Haberin Devamı

Bu yönde bir gelişmenin kısa vadede BIST üzerinde % 10 kadar yükseliş ve döviz sepetinde % 5 kadar gerilemeye neden olabileceğini tahmin ediyorum.

Ancak seçimlerin yinelenmesi olasılığının tamamen ortadan kalktığını söyleyemeyiz. Ben bu riskin halen % 10 ihtimal ile masada varlığını koruduğu ve gerçekleşmesi durumunda geçici sert bir çalkantıya neden olarak BIST’de % 10-15 kadar düşüş ve döviz sepetinde % 7 – 10 kadar yükselişe neden olabileceği görüşündeyim.

Yatırımcı ne yapmalı ?

İlginç bir kavşaktayız. Bazı eleştiriler alıyorum sen eskiden ortadan ortadan yazmaz net senaryolar paylaşırdın diyenler var.

Piyasalar kendi dinamikleri ile hareket etmiyor. Gerçekleşme olasılığı düşük olmakla birlikte geçici çalkantıya neden olabilecek bu iki risk faktörüne yok muamelesi yapmak doğru olmaz.

Haberin Devamı

Şimdi her iki engel de aşılırsa borsa ne kadar yükselebilir ve iki riskten biri veya ikisi birden gerçekleşirse borsayı ne kadar düşürebilir sorularına yanıt arayalım.

Borsanın Şifresi

Geriye çekilip geniş açı ile bakarsak Borsa İstanbul 10 yıldır sabit bir koordinatta seyrediyor. Aşağıdaki grafikte görebileceğiniz üzere takriben 10 derecelik bir açı ile süren bu seyahatin temel kaynağı düzenli biçimde şirketlerin öz-sermayelerinin artıyor olması.

Teknik analiz yaparken temel dinamikleri de göz önüne almak İngilizce konuşurken İngilizce düşünebilmeye benzer.

Aslında parçalar halinde PUSULA ‘da paylaşıyorum hisse senedi yatırımının bir atari oyunu olmadığını, aşağı ve yukarı yönlü marjların daima bir limiti olduğunu borsanın ne dipsiz kuyu ne çatısız gökdelen olmadığını.

Haberin Devamı

Ama bugün GDK Araştırma Departmanının en yetenekli analistlerinden Erol Gürcan’ın ( @erolgrcn ) katkılarıyla sizlere borsayı bambaşka bir pencereden göstermeye çalışacağım.

Yukarıdaki tabloda beş senedir BIST 30’da yer alan 27 şirketin öz-sermaye ( varlıklar – borçlar ) toplamları ve ilgili yılda BIST 100’ün en yüksek & en düşük hangi değerden işlem gördüğü bilgileri yer alıyor.

Düz ve basit bakarsak borsada işlem gören şirketlerin net aktif değerleri her sene ortalama % 15 artıyor. Bu kazancın % 3 ‘ü hissedarlara nakit temettü olarak ödenirken % 12’si öz-sermayeye ilave ediliyor.

İşte bu nedenle de BIST’in yatırımcılara sağladığı % 3 kar payı kazancının yanında her yıl % 12 değer kazanması gerekiyor.

Haberin Devamı

BIST’in yörüngesine yakından bakarak pratikte ne olduğuna ve gelecekte neler olabileceğine bir göz atalım.

Yukarıda grafik üzerinden son beş yıla yakından bakarsak BIST’in seyahatinin 3 ara bölgeden oluşan ana tek bir kanal içinde gerçekleştiğini görüyoruz.

Bu yolculuğun % 75’i 2. bölge ( orta kanal ) içinde gelişirken negatif haber akışı ile karamsarlığın arttığı perdelerde endeks 3. bölgeye iniyor, iyimserliğin arttığı ve pozitif haber akışının etkili olduğu kesitlerde ise 1. bölgeye tırmanıyor.

Bu beş yılın % 13’ü birinci % 12 ‘si üçüncü bölgede geçmiş. Başka bir deyişle birinci ve üçüncü bölge aşırılaşma adresleri olmuş.

Önümüzdeki yıllarda bu koordinatlar geçerliliğini korur mu ?

Endeksin 1. bölge üzerine çıkması nerede ise imkansız. Bunun için Türkiye ekonomisinin sağlıklı biçimde % 8 büyümesi ve şirket öz-sermayelerinde artış hızının % 25’leri bulması gerekiyor.

Aksi mümkün mü ? Endeks üçüncü bölgenin altına gelir mi ? Bunun gerçekleşmesi için de şirket öz-sermayelerinin artış yerine azalışa uğraması veya bu riskin olasılığının güçlü biçimde artması lazım ki bu ancak % 5 ekonomik daralma yani sert bir resesyon veya gerçek bir ekonomik kriz ile söz konusu olabilir ( 2008 yılında olduğu gibi )
Her ne kadar son 2 yılda yaşanan içsel çalkantılar ekonomide bir tahribata neden olduysa da oluşan fay hattının harekete geçerek önümüzdeki 2 yıl içinde gerçek bir krize neden olması çok zor.

Bu nedenle ben önümüzdeki 2 yıl içinde üçüncü bölgenin aşağı geçilmesini beklemiyor, bu süreçte major negatif haberler ile bu bölgeye sarkmalar yaşanırsa çekici alım fırsatları olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi öz-sermaye artış hızı ile endeksin yükseliş eğilimi arasındaki ilişkiye daha yakından bakalım.

Logaritmik kanaldan hareket ile 2011 yılı için 44.300 seviyesini endeks adına en kötü 72.750 seviyesini en iyi senaryo adresi olarak varsayarsak o tarihten bugüne her yıl şirket öz-sermaye artış hızı ekseninde N noktalarını bugüne taşıyabiliriz.

•    Bu çalışmada 2010 sonu referans alınarak öz-sermaye artışının karşılığı olan eş iskonto seviyeleri hesaplanmıştır.

Bu bakış açısı ile 2015 yılı için güçlü negatif haber akışında test edilebilecek taban adresinin 71.000, 2016 yılı içinde test edilebilecek en düşük seviyenin 79.000 olabileceğini söylemek mümkün.

2014 yılında öz-sermaye artışlarına bağlı potansiyel taban adresi 61.700 puandı ve yerel seçim öncesi oluşan sıra dışı negatif atmosfer ile BIST 100 gerçektende 61.150 puana kadar gerileme kaydedebilmiş bu seviyeden rota hızla yukarı dönmüştü.

Başka bir deyişle 2012 yılının 48.000 puanının 2014 karşılığı 61.000, 2015 karşılığı 71.000 puana geliyor.

Borsa İstanbul

BIST’in son beş yıllık seyahatinin % 75 ‘ininin ikinci bölge içinde geliştiğini hatırlarsak ağırlıklı seyrin yukarıdan aşağı % 15 aşağıdan yukarı % 20 ‘lik bir ritim dahilinde geliştiğini ve her sene bu bölgenin taban ve tepe adresinin % 10,6 zamlandığını söyleyebiliriz.

Bu tespitten hareket ile de öncelikli senaryonun önümüzdeki 2 yıllık dönemde ikinci bölge içinde dalgalanmalar şeklinde gelişmesini bekleyebiliriz.

Güncel ile devam edelim.

Yurtiçi piyasalar için pozitif beklenti konumuna yerleşen koalisyon manşetinin aksi yönde bir haber akışı ile sekteye uğramadıkça olumlu katkısını sürdüreceği ve Atina riski realize olmadıkça yukarı yönlü seyrin asgari 86.000 – 88.000 bandına kadar devam edebileceği görüşündeyim.

Hükümetin kurulmasına yönelik resmi açıklamayı takiben ( temmuz ayının ilk haftası içinde ) bir beklenti bitti satışı gelse de marjının kısıtlı kalabileceğini ve temmuz ayının ikinci yarısı içinde BIST’in yukarı yönlü seyri 92.000 puan civarına kadar sürdürebileceğini düşünüyorum.

Eş zamanlı olarak yurtdışında da borsalar talepli bir seyre sahne olur, ekonomik veriler FED’in Eylül’de de hamle yapamayacağını düşündürürse kısa vadeli bu rallinin ömrü sonbaharı da içine alarak uzayabilir ve 92.000 tepe olmak konusunda yetersiz kalabilir.

Bu sürpriz senaryoyu şimdilik baz senaryo yerine koymamakla birlikte rallinin ( ikinci bölgenin tepe adresi olan ) 96.000-97.000 aralığına kadar sürmesi ihtimalini de şansı sıfır olmayan bir seçenek olarak şıklara eklemekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Bu bakıma ikinci bölgenin taban adresi olan 78.500 seviyesinden fazla uzaklara çıkamamış olan ve major negatif haberler ile karşılaşmadıkça 81.000 seviyesinin altına sarkması zor görünen Borsa İstanbul’da güncel şartların risk almak & risk taşımak için elverişli olduğunu düşünüyorum.

USDTRL

Güncel değerler ile dolar 2015 yılında gelişen ülkelerde ortalama % 5 yükselirken Türkiye’de % 15 değer kazandı.

Söz konusu farkın bir bölümü yurtiçinde faiz tartışmalarından bir bölümü ise seçim belirsizliğinden kaynaklandı. Seçim geride kaldı ama yerine hükümet kuramayıp yeniden sandığa gitme riski geldi.

Bu % 10’luk farkın % 2-3’lük kısmını enflasyon hedefi şaştığı için ağzımızla kuş tutsak geri alamayız.

Ancak Atina cephesinde bir yol kazası yaşanmaz, yurtiçinde de koalisyon hükümeti kurulabilir ve belirsizlik ortadan kalkarsa temmuz sonuna kadar olan kesitte bu farkın yarısını geri alabilir ve Türk Lirasının % 5 pozitif ayrıştığına şahit olabiliriz.

Bu oranı potansiyel prim marjı olarak almayın. Eğer önümüzdeki 5 haftalık periyotta dolar gelişen ülkelerde ortalama % 3 değer kaybederse ( ılımlı FED sayesinde mümkün ) Türkiye’de % 8 gerileme yaşayabilir.

Bu durumda da temmuz sonuna kadar olan perdede USDTRL ‘de 2,50 Döviz Sepetinde 2,75 ve EURTRL’de 2,90 test edilebilir.

Anlık – Günlük Değerlendirmeler

Her pazartesi saat 17:40’da haftanın açılışını değerlendirmek üzere TRT Türk’te Merve Kır’a konuk oluyorum. Genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri BIG PARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık değerlendirmeleri ve günün içindeki seyre yönelik tahminlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum. 

Yazarın Tüm Yazıları