Paylaş
Borsaların ailece yükseldiği bir haftayı geride bıraktık. Aşağıdaki tabloda görebileceğiniz üzere bu sakin haftada en iyi performansa imza atan ilk beş endeks gelişen ülkelere ait.
Borsa İstanbul’un da yer aldığı bu grubun pozitif seyrini ağırlıkla hafta içi açıklanan ABD ekonomik aktivite verilerinin zayıf gelmesi sağladı.
Aktörler canlanmada hız kesen ABD verilerinin FED’in faiz artırımını eylülden önce yapmayacağı yönünde bir işaret olarak yorumluyor. Hal böyle olunca da Nisan ayı olumlu bir açılışa sahne oldu.
Telgraf Analizi Üzerine
Telgraf dilinde ( 80.000 kırarsa stop, 82.500 gecerse play vb ) görüşler vermeme ısrarımı koruyorum. Çünkü bunun yatırımcılara yarardan çok zararı olduğunu düşünüyorum.
80.000 aşağı geçildi diye satışa yönelen yatırımcıların sizce ne kadarı 77.000 endekste alım yaptı ve 82.500 üzeri kapanan endekste pozisyonlarını koruyabiliyor ? Olur da endeks 86.500 üzeri kapatırsa trend döndü diyerek % 10 daha yüksek fiyattan alışa geçmeleri doğru bir strateji olur mu?
Profesyonel trader’ları bir kenara ayırıyorum. Onlar için her gün her hafta ayrı bir maç gibidir. Suyun aktığı yönü anlamaları için kulaç atmaları gerekir. Ringde dans eden boksör gibi hareketli olmak zorundalar. Stop loss onlara zarardan ziyade fayda sağlar, sağlamalı …
Ya değerli hocamız Güngör Uras’ın Ali Rıza Bey Amcası ? Stop loss yönteminden zarar gören yatırımcılardan kastım trader olmayıp hisse senedi yatırımı yapan tasarruf sahipleri.
Finans dünyası bu ayrımın farkına varmalı artık. Ali Rıza amcadan boksör olmaz. Siz onu boksör olmaya yönlendirdikçe de dayak yemesi kaçınılmazdır.
Hisse senetleri ucuz diye alındıktan sonra daha da ucuzluyorsa satmanın bir anlamı yoktur. Atari oynamıyoruz. Zararına satış elbette yapılır ama tek bir şartla ; ekonominin daha da kötüye gideceği düşünülüyorsa. Bunun için telgraftan fal tutmaya bir seviye kırılırsa veririm türünde stratejilere gerek yoktur.
Son bir yıldır BIST 100 81.000, BIST Banka 150.000 puan etrafında dolaşıyor. Her aşağı geldiğinde stop yukarı gittiğinde play diyenler geride kalan 12 ayda 6 hamle yaptıysa ve her birinde % 7 zarar yazdıysa tahmini kayıpları % 55 ‘dir. Başka bir deyişle endeks aynı seviyedeyken kapitalleri 100 liradan 45 liraya düşmüştür.
Koca finans sektöründe 50.000 TL üzeri hisse senedi yatırımı olanların sayısının 73.000 kişi ile sınırlı kalmasına sebep arıyorsak bir nedeni de emin olun tasarruf sahiplerini telgraf & kiremit analizlerine yönlendiren stratejilerdir.
Çok kısa vadeli al sat yapmak ve bu amaca yönelik hizmet almak isteyen traderlar ile hisse senedi yatırımı yapmak isteyen tasarruf sahiplerini birbirinden ayırmalı, tüm yatırımcıları boksör yapmaya kalkmamalıyız.
Tasarruf sahipleri de trader mı yoksa hisse senedi yatırımcısı mı olacak öncelikle buna karar vermeli. İkisi bir arada, biraz ondan biraz bundan felsefesi ile finansal piyasalarda yol alınamaz.
Bu bakıma cin fikirler ile hemen olsun benim olsun peşinden koşan bugün borsa ne olur bu hafta ne olur soruları ile sektör çalışanlarını bunaltan yatırımcılar da kabahatlidir.
Bu değerlendirme sadece ve sadece uzun vadede 2-3 yukarı 1 aşağı ritimle sürekli yükselen hisse senedi yatırımlarına ilişkin.
Döviz ve altınla ilgili değil. Hele de döviz cephesinde günümüz şartlarında stop loss emniyet kemeri kadar zaruri.
Borsada en kötü geride kaldı mı?
İçsel veya dışsal major bir faktör değişikliği olmadıkça 76.650 puan ile BIST 100 endeksinin 136.000 puan ile BIST Banka endeksinin en düşüğü gördüğü veya önümüzdeki aylarda test edilebilecek yeni en düşüklere çok uzak olmadığı görüşündeyim.
Rotada bir dışsal negatif beklenti ( FED ) bir de sisli resme sebep olan içsel belirsizlik ( genel seçimler ) var. Eyvah FED faiz arttıracak fiyatlamasında son perde fiilen faiz arttırılmadan önce yaşanacak ve muhtemelen borsaya % 10 ‘u bulabilecek ölçüde satış getirecektir.
Bu perdenin nisan ayında yaşanması zor. Mayıs ayında gerçekleşmesi de düşük olasılığa sahip. Daha muhtemel takvim FED’in 17 Eylül tarihli toplantısı yaklaşırken Temmuz veya Ağustos olabilir.
Yurtiçinde genel seçimlerin neden olduğu belirsizlik ise ( dış borsalar yükselirken BIST değer kaybettiği için ) büyük ölçüde fiyatların içine girmiş görünüyor.
Borsada yakın vadede ne kadar yükselebilir?
Bu hafta ABD ‘de bilanço sezonu açılıyor. Şirketler 3 aylık finansal sonuçlarını açıklayacak. Farklı bir faktör ön plana çıkıp domine etmedikçe takvimsel olarak bu periyodun ( önümüzdeki 2- 4 hafta ) pozitif geçmesi adettendir.
Mayıs ayında da BIST ‘de bilançolar gelecek. Yılın ilk çeyreği Türkiye ekonomisinde çok parlak geçmemiş olsa da, bankacılık kesiminde 2014 ilk çeyrekten daha iyi finansallar bekleniyor.
FED’in Haziran toplantısında faiz artırımına gideceği yönündeki beklentiler Cuma günü açıklanan istihdam verisi ile büyük ölçüde eylüle ertelendiği için dış iklimin nisanda pozitif sürmesi daha muhtemel.
Olasılığı düşük olmakla birlikte en potansiyel tehdit Atina’nın kendi kalesine gol atması ve troyka ile köprüleri atması. Ancak bu riskin realize olması geçici & sert bir çalkantıya neden olacaksa da çöküntüye neden olma potansiyeli ECB sayesinde büyük ölçüde ortadan kalktı.
BIST 100 adına 83.750 seviyesi hafta başında iyimser – karamsar kavgasına adres olma potansiyeli taşıyorsa da, bu maçın boğalar tarafından kazanılması ve bir sonraki iyimser – karamsar randevusunun nisan ayı içinde 86.500 civarında yaşanması daha olası.
86.500 geçilmez kale mi ? Bir çırpıda aşılması zor. Ancak ikinci veya üçüncü denemede aşılması ve seçim öncesi periyotta BIST 100 endeksinin 90.000 ‘a yakın bir seviyeyi test etmesi pekala mümkün.
Borsada yeni alım yapılabilir mi?
Mayıs 2013’de BIST 100 93.400 puanı test ettiğinde BIST Sanayi 74.000 BIST Banka endeksi 200.000 puana ulaşmıştı. Geçen haftayı BIST Sanayi 79.750 BIST Banka 146.000 puanda tamamladı.
Başka bir deyişle BIST Sanayi 2 yıl önceki zirvenin % 8 üzerine çıkarken BIST Banka halen bu seviyenin % 27 kadar altında işlem görüyor.
Sanayi hisselerinin içinde ucuz alternatifler var. Ancak bir bütün olarak bakınca değerlemeler normal ile ucuz arası bir yerde. Bu nedenle sanayi hisselerinin benim üzerimde büyük bir heyecan yaratmadığını itiraf etmeliyim.
Hafta içinde görüşlerine büyük önem verdiğim değerli dostum Onur Mutlu’ya bankaların 2015 mali performanslarına yönelik beklentisini sordum. Borsayı domine eden 6 büyük bankada 2015 yılında 2014’e kıyasla % 17, 2016 yılında ( yine 2014’e kıyasla ) % 35 kar artışı bekliyor.
2013 yılında yükselen bono faizlerinin sıçramasından, 2014 yılında artan politika faizi nedeni ile vade uyuşmazlığından darbe alan bu nedenle de üç senedir hemen hemen aynı parayı ( 15.8 milyar TL ) kazanan bu bankalar 2015 yılında 18.2 milyar 2016 yılında 20,9 milyar TL kar etmeye aday görünüyorlar.
Borsanın kuralı malum, daha çok kar eden şirket daha çok para eder. Açıkçası hem pozitif beklentiye hem de yüksek fiyat iskontosuna sahip bankacılık sektörünün, yatırım & risk almak ve sanayi hisselerinin bir bölümü ile değişime gitmek adına yeterli çekiciliğe sahip olduğunu düşünüyorum.
Banka hisseleri ne kadar değer kazanabilir?
Yakın vade adına geçen haftayı 146.000 puan ile tamamlayan BIST Banka endeksinin nisan – mayıs periyodunda 160.000 puanı test etme şansının % 50 ‘den düşük olmadığını 170.000 puana yükselmesinin de sürpriz sayılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Daha geniş bir vade ile bakarsak BIST Banka endeksinin 9 -12 aylık bir periyotta % 37 değer kazanarak 200,000 puana, 18-24 aylık bir vadede ise % 70 değer artışı ile 250.000 puana yükselme potansiyeli taşıdığı görüşündeyim.
Hangi faktörler bu senaryo için tehdit oluşturur bir de buna bakalım. Son 2 yıldır büyümede tempo kaybı yaşayan Türkiye ekonomisi içsel veya dışsal nedenler ile daralma yaşar ekonomi küçülür ve kredi batık oranlarında sıçrama olursa kar artışı bir yana karlılıkta güçlü gerileme yaşanır ve bu senaryo çöp olur.
Her fırsatta yinelediğim üzere 2016 sonuna kadar dış iklimde kalıcı bir bozulma beklemiyorum. Yurtiçinde ise son iki senedir etkili olan politik faktörlerin seçim sonuçları ne olursa olsun kalıcı hale geldiğini ve önümüzdeki senelerde de finansal piyasaları etkilemeye devam edeceğini düşünüyorum.
Ancak bu durumun en azından dış iklimde kalıcı bir bozulma yaşanmadıkça Türkiye ekonomisi üzerinde daha fazla baskı yaratmasını beklemiyor, 2014 ilk çeyreği anımsatan bir boyuta tırmanmadıkça iç politik dalgalanmaların büyük ölçüde fiyatlara dahil olduğunu düşünüyorum.
USD/TRL
Bu cephede Rus ruleti sürüyor ve telgraf analizi bölümünde değindiğim üzere stop loss hayati önem taşıyor. Dolarım var nerede zararına satarak stop loss yapayım sorusuna bu analiz yönteminin uzmanlarından yanıt alın, ben bu topa girmem.
Ancak aşağıdaki tabloda açıkça görebileceğiniz üzere Türkiye’de dolar diğer ülkelere kıyasla halen % 5 kadar pahalı.
Bu nedenle de özellikle genel seçimler geride kaldıktan veya öncesinde Türkiye’nin hükümetsiz kalmayacağı anlaşıldıktan sonra aşağı yönde kat edilebilecek mesafe zannedilenin üzerinde.
2,5880 ve 2,6250 ‘de dirençlere sahip bu cephede Rus ruletine devam etmek isteyenler için 2,51 yakın 2,45 görece güçlü 2,35 seviyesi ise major destek seviyeleri.
Kar veya zarara neden olan şey fikirler değil, kararlardır. Tüm okurların doğru kararlar alması ve bir sonraki pusulada yeniden görüşmemiz dileği ile...
Anlık – Günlük Değerlendirmeler
Her pazartesi saat 17:40’da haftanın açılışını değerlendirmek üzere TRT Türk’te Merve Kır’a konuk oluyorum. Genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım pusula ile okurlara aktarırken, haber akışına bağlı anlık değerlendirmeleri ve günün içindeki seyre yönelik tahminlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) düzenli olarak paylaşıyorum.
Paylaş