Paylaş
Özellikle istihdam tarafında yaşanan iyileşmenin ardından artan faiz artırım beklentileri de bir anlamda enflasyonla beraber öne sürülen küresel ekonomiler kozuyla dizginlenmişti. Bir anlamda da, anlaşılabilir bir hareket; özellikle negatif faiz uygulamasının küresel merkez bankaları arasında moda olduğu bir konjonktürde keskin bir para politikası ayrışması istemezlerdi zaten. Artan faiz makası nedeniyle de doların aşırı değerlenmesi durumu söz konusu olacaktı ki; hem doların ana vatanına dönme hızı artacak; hem de faiz artışından dolayı ekonominin çok iyi durumda olduğu zannedilerek dolara doğru büyük bir yığılma başlayacaktı. ABD ekonomisi bu yükü taşıyacak durumda değil.
Nisan ayındaki politika açıklaması ortaya net bir yargı koyamadı. Küresel ekonomiler riski ibaresi metinden kaldırıldı, ancak bundan Fed’in bir risk görmediği kanısı ortaya çıkmasın. Politikanın odak noktası yine domestik ekonomik verilere kaydırıldı. Ancak veriler tam olarak faiz artırım koşullarını sağlıyor mu? Bizce hayır. Halen tüketim ve harcama kalemlerinde ciddi eksiklikler söz konusu, haliyle enflasyon görünümü rayına oturmuş değil. Son açıklanan verilerde kişisel gelirlerin Şubat’tan Mart’a yüzde 0,4 artarken, kişisel giderlerin aynı dönemde sadece yüzde 0,1 artış göstermesi Amerikan halkının halen tasarrufa yöneldiğini; gelir artışlarının harcamaya ve tüketime dönüşmekte zorlandığını göstermektedir. Haliyle bir tipik bir tüketim ekonomisi olan ABD’de bu trend bu şekilde devam ettiği sürece enflasyonda da hedefe doğru istikrarlı bir seyirden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Güven endekslerindeki düşüş de bunu bir anlamda teyit etmektedir.
ABD’de halen bu anlamda sorun yaratan göstergeler PCE (kişisel tüketim harcamaları), kişisel giderler ve harcamalar, perakende satışlar gibi ekonomik aktivite göstergeleridir. Son dönemde çekirdek enflasyonda ve maaş enflasyonundaki yükseliş tüketim kalemlerine anlamlı bir etkide bulunmadığından dolayı manşet enflasyonda da düşük seyir devam edebilir görünüyor.
Ekonomi erken dönem bir faiz artışı için yeterli iyileşmeyi sağlamadı. Nisan politika açıklamasından sonra; yüzde 30’lara çıkan ekonomistlerin Haziran faiz artışı beklentisi; son gelen kötü verilerle yüzde 12’ye kadar düştü. Bu oran Temmuz için yüzde 24, Eylül için yüzde 38, Kasım ve Aralık için de sırasıyla yüzde 42 ve yüzde 55’tir. Mevcut koşullar Fed’in 2016’da sadece 2 veya 1 faiz artışı yapmasına olanak sağlayacaktır. Bu durumda da bu hamlenin yıl sonuna kalması daha olası görünmektedir. Belki 2016’da da faiz artış hikayesi 2015’e benzeyecek. Yarıyıldan sonra beklenen Fed şahinleşmesi de küresel dolar hareketini besleyebilir.
Paylaş